Gönderi

"GÜLCAN"
Çarkı elimde tutup yürüdüm. Dönen gözlerimdi. Dönen; gözlerim, güzelliğine. Aylar geçmiş Gülcan! Çekip götürmüş feza. Her şey zamanın tahakkümünde. Her şey susmuş bir yaşlı gibi. Her şey zamana tabî bir köle. Ve her yer merdiven dibi. Bilmem kaç düşüşe sığdırdım beni, Bilmem seni, kaç hûşûlu niyaza.. Kaç kişi tanır ki seni ben kadar? Kim ölür; kimler yanar ben gibi, Sendeki bu eşsiz, bu sana özgü imtiyaza?.. Çarkı elimde tutup yürüdüm. İşçiydim; köleydim, yoksuldum. Oturdum; düşlerimde ellerimi, ellerine bürüdüm.. Hani avuç içimi düşle. Kıldan ince bileklerimi.. Düştü ağız içimizden samimi gülüşler. Uçtu birer birer şakaklardan öpüşler. Sıcacık şakaklardan, ah.. Ve otobüs koltuklarında kaldı en güzel endişeler. Eğin elinden yeşermiş bir gül idim, hasretinden kurudum. Haziran'da doğmandandır o. Haziran'da ölmenin zorluğu. Her günü bir ayrı, her günü bir can havli.. Ölmeye yüz tuttum, eriye eriye çürüdüm. Çarkı elimde tutup yürüdüm. Siyahlar yakışır mıydı bana, ben mi severdim? Öğütülen gençlik değil mi bu kasvetli değirmende? Şiir sesine eşlik eden fildişleri nerde? Nerde o hamaldan, mektuplar? Hani tütünümüze karışan karanfiller? Kitaplığımız bile ayrı düştü. Altını çizdiğimiz cümleler, yetim bir çocuk gibi. "Gülcan, sensiz her yer yetiştirme yurdu duvarları." İstediğim buydu katından. Bir içten gülüştü. Bir anne eli, bu öksüz gidişatta. Yıklsın gururun gereksiz kulvarları. Ödülü buydu işte. Ödülü sana, bir çirkin övünüştü. Bir Edremit tepesi şehadet buyurur. "Ve bir tek yüzü ayın." Yeminlerime mâni oldun. Renklerimi soldurdun. Badeyle dolu kadehimize, Zehirleri doldurdun. Bülbüllere layık şu dikenleri, Baykuşlara yoldurdun Gülcan! Panzehirsiz intiharlar bürüyor beni.. Begonviller sarıyor ensemi.. Bilmem bu başımdaki belâ, Bu kömür karası sevda, Bilmem kalsa mı, yoksa gitse mi?.. Gülcan! Saklayacak değilim! "Banane Adn'dan, banane İrem'den! Mutfağımda görmedikten sonra seni.." ~Tuncer Turgay 00.53 29.06.2022
·
122 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.