Bu kitabı birkaç gün önce deli divane aradım. Satın alsam gelmesini bekleyemeyeceğim bir istekle. Çünkü söz yazarlığını ve sesini çok sevdiğim Taylor Swift bu kitaptan uyarlanan bir film için Carolina isimli bir şarkı çıkardı. Şarkıyı çevirisi ile dinlerken filmin konusu hakkında fikrim dahi yoktu ve kitabın varlığını da video yorumlarında öğrendim. Tüm bu bilgisizliğime rağmen şarkı tüylerimi diken diken etti ve dedim ki ben bu kitabı acilen okumalıyım ve şarkıyı o şekilde tekrar dinlemeliyim. Böylece 2. dinleyişimi bugüne saklamış bulundum.
Bu incelemeyi de şarkıyı dinleyip ağlamamın hemen üstüne yazıyorum...
Kya, ailesiyle birlikte Carolina'da bir bataklığın ve birbirine bağlanan onlarca derenin yanında bulunan eski bir evde yaşıyor. Küçüklüğünden beri aile üyelerinin hiçbirinden doğru düzgün sevgi görmemiş. Günler ilerledikçe de yalnızlığa terk edilmiş küçük bir kız o. Gerçek anlamda. İşte kitapta bu küçük kızın, kasaba insanlarının tüm önyargılarına rağmen nasıl hayatta kaldığını, büyüdüğünü, insanlarla iletişimde olmaya aslında ne kadar hevesli olduğunu ama bir o kadar da korktuğunu, çok masum olduğu için kandırılmaya ne kadar müsait olduğunu okuyoruz. Tertemiz kalbi ile yaşadığı aşkı, kırgınlıkları, acıları, tereddütü, güveni, güvensizliği, hayal kırıklarını ve daha nice duygusunu onunla birlikte hissediyoruz. Yer yer gözlerim dolarak, yumuş yumuş olarak, gurur duyarak yer yer de şok olarak, sinirden ve meraktan ölerek okuduğum bir kitaptı. Bayıldım. Filmi merakla bekliyorum, mutlaka izleyeceğim. Şarkıyı ise sürekli dinleyebilir miyim bilmiyorum çünkü gerçekten ağlatıyor... O yüzden bunu kendime neden yaptım bilmiyorum... Kendi kuyumu kazmışım gibi, göğsüme oturan ağırlığın kalkmasını bekliyorum