Gönderi

352 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Allah Dostu Erbakan..
Bismillahirrahmanirrahim Kitabımız, fevkalade iyi bir aile terbiyesi almış,dinî ve dünyevî ilimlerde oldukça iyi tahsil görmüş, tasavvuf ehli mürşitlerden -tabiri caizse- el almış ve Türk siyaset tarihine damgasını vurup yön vermiş Erbakan hocanın hayatına, etrafındakilerin penceresinden bir bakış atıyor.Onu görmüş, davasının mücadelesinde söz sahibi olmuş yol arkadaşları yahut mücadelesine bir şekilde tesadüf etmiş kişiler Erbakan hocayı anlatıyorlar.Söz konusu olan Erbakan hoca olunca akla gelebilecek ilk şey 'siyasi mücadelesi'dir hiç şüphesiz.Ancak bütün bunların evvelinde hoca, etrafındakilerin nazarıyla nasıl bir insandı,sadece bir siyasetçi miydi,manevi hayatındaki derinlik günlük hayatında nasıl tecessüm ediyordu ve ona mücadele ile geçen ömründe motivasyon sağlayan şeyler nelerdi? Kitabın adı, aslında bütün bu soruları cevaplayabilecek mahiyette diyebilirim…"Allah Dostu Erbakan…" İnsanın etrafındakileri nazarıyla Allah'u Teala'ya 'halil' olarak nitelendirilmesi ne kadar kıymetli bir şey olsa gerek.Nitekim kitabın son cümlesinde de Erbakan hocanın dile getirdiği "Biz, ruhu Allah'a yaklaştırılmış bir millet oluşturmak istiyoruz."sözü tam da buraya isabet ediyor. Çünkü Allah'u Teala'ya 'halil' olmuş bir zat, yine ruhu Allah'a yaklaştırılmış bir millet ve devlet düzeni tahayyül ettiği için ömrünü bu dava uğrunda sarf edebilir ancak. İlk üç bölümde yakın çevresinin nazarıyla; aile terbiyesi, tasavvufla tanışması, ilk intisab ettiği manevi büyükler, aldığı dersler ve bu derslerin hayatına etkileri,Peygamber efendimizi-sallallahu aleyhi vessellem- örnek alışı,ibadetleri,Allah dostları ile yakın ilişkileri ve Gümüşhanevi dergahındaki yıllarından bahsedilmiş. Mesela Medine'de yaptığı konuşmada dinleyenlerden tezahürat istemeyişinin sebebi mütevazi bir insan olduğu için değil sadece.Biz, Peygamberimiz rahatsız olmasın diye demir yoluna keçe sardırmış Sultan Abdülhamit Han'ın evlatlarıyız diyerek manevi büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor hoca. Kızmasının dahi nezaketi çerçevesinde olduğu,gurur ve kibrinin asla olmadığı ve son derece sabırlı birisi olduğunu bizzat yakın çevresi aktarıyor.Zaten verdiği siyasi mücadelenin sabrı da aşikar. Şeyhlik vasıfları Erbakan hocamızda mevcuttu diyen Mustafa Doğanlı aslında hocanın manevi büyüklüğünü en iyi şekilde tasvir ediyor.Çalışma kağıtlarının başına dahi besmele-i şerif yazarak başlaması,siyasi konuşmalarına çok dikkat etmesi hatta çoğu cümlelerin Rumuz'ul Ehadis'le birebir aynı olması,uzun kısa fark etmeksizin yolculuklarında daima zikir halinde olması onun manevî hayatına dair verilebilecek örneklerden sadece bir kaçı…İslamiyetin baştan başa mükellefiyet ve mesuliyet dini olduğunu düşünecek olursak Erbakan hocanın gailesinin de bu mesuliyet ve mükellefiyetleri, hayata hakim kılmanın mücadelesini verdiğini söyleyebiliriz.Hatta kendi deyimi ile "parti kılıfı altında İslamî cihat yapıyoruz." cümlesi onun mücadelesini en iyi özetleyen ifadedir. Erbakan hoca, mürşidi Abdülaziz Bekkine Efendinin muvafakatı ile Almanya'ya gitmek ister ve burada meslekî kariyerini geliştirmek, dünyadaki gelişmeleri yakînen takip etmek arzusundadır.Katıldığı toplantı ve programlardan elde ettiği her izlenimi şeyhi Abdülaziz Efendiye birebir aktarıyor bazen kırk sayfayı aşkın mektuplar yazdığı dahi oluyormuş. Almanya'dan dönüşünde elde ettiği birikimle Müslümanların sanayi ve kalkınmada geri kaldığını iyice anlayan hoca, bir an önce bu durumun üstesinden gelmenin yollarını arıyordu.Zaten hocanın yakın çevresinde bulanan Mehmed Zahid Kotku hazretleri ve Abdülaziz Bekkine Efendi de sık sık bu konuya değinir ve bunun üstesinden gelmenin yollarını nasihat edermiş.Manevi önderlerin de fikri ile Türkiye'de sanayi ve ziraatin gelişmesi için motor fabrikası kurulması kararı alınır ve adını Gümüşhanevi dergahından alarak "Gümüş Motor Fabrikası" kurulur. Ülkede kalkınma ve sanayileşmenin, topluma İslamî perspektif kazandırmak amacıyla gerçekleştirildiğini Erbakan hoca yurt genelinde yaptığı bir çok konferansında dile getirir.Yerli sanayiciliğin gelişmesi bir nevi Müslümanlığın millete tanıtılması içindir.Ancak dönemin laik ve seküler hamileri, hocanın girişimlerini her bakımdan engellemeye çalışınca Necmettin Erbakan da çareyi siyasete atılmakta bulur.Cevat Akşit hocanın ifadesine göre Mehmed Zahid Kotku hazretlerinin yönlendirmesi ile Erbakan hocanın siyasi hayatındaki mücadelesi başlamış olur. Milli Görüş hareketinin tohumları, sırasıyla hocanın bağımsız milletvekilliği ile Milli Nizam Partisi ve Milli Selamet Partisinin kurulmasıyla atılmıştır.Erbakan hocanın başlatmış olduğu bu hareket esasında,hoca efendilerin,şeyhlerin,mürşitlerin ve ilim adamlarının izni,bilgisi ve tasvibi çerçevesinde başlatılmış olup,Türk toplumuna kaybettirilen İslamî değer yargılarını yeniden hatırlatma ve hayata hakim kılmanın mücadelesidir. Milli Selamet Partisi döneminde yalnız Türkiye'deki insanları değil; tüm dünya Müslümanlarını uyandırmak,hakkın,hakikatin ve adaletin hakim olduğu yeni bir dünya düzeninin tesis edilmesi için var gücüyle çalışmıştır. İslam Birliği,İslam Ortak Pazarı,İslam Kültür Teşkilatı,İslam Dinarı, İslam Ortak Savunma birliği gibi İslam ülkelerinin bir arada teşkilatlanıp dünyaya karşı Müslümanca bir tavır takınmanın mücadelesi, hocanın "Ne yaptıysam Allah rızası için yaptım." sözünün bir başka tecellisidir. Elimizdeki kitap da tam olarak bu mücadeleyi Erbakan hocanın yakın çevresinin nazarıyla dikkatlerimize sunuyor.Sadece siyasi hayatında değil, dinî ve uhrevi anlamında hocanın hayatından çıkarılabilecek onlarca ders,söz,davranış ve nasihat var.Ömrünü davasına hasretmiş, Türk ve dünya siyasetine damgasını vurmuş bir Allah Dostu'nun mücadelesine ortak olacaksınız.İstifadeli olsun diyorum..
Allah Dostu Erbakan
Allah Dostu ErbakanEkrem Şama · Yenidevir Yayınları · 201980 okunma
··
185 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.