Yaşadığımız hayat çalıntı olabilir mi? Ya da şu şekilde sormam daha mı doğru olur acaba. Yaşadığınız hayat daha önce başkası tarafından hayal edilmiş, planlanmış olabilir mi? Ben diyorum ki mümkün olabilir, neden olmasın. Bu soruları size sordum, sorgulamanızı istedim ancak asıl amacım sizlere Halit Ziya Uşaklıgil’in adı pek bilinmeyen edebiyat derslerinde Halit Ziyanın günlük-anı türünde yazılmış bir eseri olarak bahsedilip geçilen “Bir ölünün defteri” kitabından bahsetmek. Kitabı yakın bir zaman içerisinde okudum ancak itiraf etmeliyim ki bahar ve yaz aylarında okunacak bir kitap asla değil çünkü ıstıraplı dolu, hayatı çalınmış bir gencin hayatı anlatılıyor hiç de iç açıcı bir konu değil. Kitap Nigâr, Vecdi ve Hüsam isimli gençlerin çocukluk dönemlerinden başlayıp hayatlarının belirli bir dönemine kadar günlük tarzında bize aktarılan bölümlerden oluşuyor. Bahsettiğim gibi kitabın temel konusu çalıntı bir hayat. Ortada çalınmış bir hayat ve mutlu bir aile tablosu var, kitap bize çalınan hayat ve mutlu aile tablosunun ardındaki sır perdesini aralayarak gerçeklerin her zaman göründüğü gibi olmadığı gerçeğini yüzümüze vuruyor. Sizinle kitaptan birkaç alıntı paylaşmak istiyorum, “Yüreğin gizli köşelerinde gömülü kalan hisler hükümden mahrumdur; duygular bir etki oluşturmak için diğer bir kalbe temas etmelidir” “Heyhat! İnsanların hayatı ancak mutlulukla güzelleştiği halde, onu mahvetmeye nasıl da küçük bir şey sebep olabiliyor!” Gerçekten de öyle, bazen sadece mutluluğa ihtiyacınız vardır ancak bulamazsınız. Vesselam naif, okuması zevkli, anlayana çok fazla dersler barındıran bir kitap. Okumanızı tavsiye eder, mutlu, sağlıklı ve bol okumalı günler dilerim…

Bir Ölünün DefteriHalid Ziya Uşaklıgil · Karbon Kitaplar · 20191,700 okunma

·

108 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mehmet aytemur