Gönderi

Merhaba !!!!!Bugün hiç de güzel olmayan bir şey yazacağım, şahit olduğum bir şey (Bir insanla alakalı değil). O yüzden etkilenebileceklerini düşünenlere uyarı okumasınlar!!!!!! Çok kedinin olduğu bir mahallede yaşıyorum. Burada herkes kedilere mama alır ve onları beslerler. Özellikle de bahçemiz olduğu için biz besliyoruz. Bu yaz bayağı anne ve yavruları var. Bir kaç anne ve yavruları da bizim bahçemizde yatıp kalkıyor. Her sabah kahvaltıda onları izliyoruz. Bugün karşı bahçede geçirdiler günlerini (sokağın karşısı). Ben de bir bakıyım dedim. Anne kedi çok odaklanmış bir biçimde bir şey yiyordu. İki yavrusu da yanındaydı. Kargalar ve iki kedi de çevredeydi. Normalde komşumuz kasaptaki artık etleri getirir ve dağıtır. O zaman bütün hayvanlar buraya üşüşürdü. Ama ortada ne etler ne kediler ne de üşüşen hayvanlar var. Bir an "yok artık" dedim. Annenin yediği şey de epeyce büyük gözüküyordu "nerden buldun?"sorusu kafamda dolanıyor ama arkada hala "yok artık" diyen iç sesimi de duyuyorum. Fare mi yakaladın derken o şeyin fareden de büyük olduğunu görebilmeye başladım dahası tanıdık bir şeye benzetebildiğimi farkedince koşa koşa ve korkuyla yanına gittim. Yavaş yavaş yaklaşırken kafamdan aşağı kaynar sular boşaldı, ruhum çekildi, vücudum kaskatı kesildi, buz gibi soğudumu hissettim, orada ayakta yere çakıldım, kanım çekilmişti. Daha önce böyle bir şey hissedip yaşadığımı hatırlamıyorum. Normalde çoğu şey beni şaşırtmaz ya da aşırı hissetmem. Kendimi hissetmeyecek kadar ağır bir çöküş de yaşadım diyebilirim. Gördüğüm şey: epeyce büyümüş, koşup oynayan, katı yemek yiyebilen (4-5 aylık tahminim) kendi*yavrusunun bedenin yarısı ve geriye kalan çift bacağıydı. Yemeğe devam ederken kafasını görmeye çalıştım ve yoktu.(erkek kedilerin yavruları öldürdüğünü anne kedilerin de hasta kedileri yuvadan attıklarını biliyordum fakat bunu kesinlikle bilmiyordum) En önemlisi de o yediği yavrusu bizim ailecek en sevdiğimiz minnoş kediydi. Çok seviyordum; her yere koşturan, deli gibi koklayan, canlı bir kediydi. Sandalyeye oturup ağladım kendime gelmeye çalıştım. Anneme söylemeyezdim çünkü fena olur bildiğimden. Nasıl olabileceğini kafamda sakinleştirip bulmaya çalışınca bugün bir arabanın bir anda durduğunu hatırladım fakat önüne kedi çıkmıştır demiştim ve öldüğünü düşünmemiştim. Kedi ölmüş ve annesi de bu yüzden yiyor olabilir. Bir kaç araştırma yapıp rahatlamaya çalıştım. Fakat kedilere olan hatta daha genel, hayvanlara olan sevgim bi anda öyle bir nefrete dönüştü ki ne zaman düzelir bilmiyorum. Benim zoruma giden şey kedinin ölmesi değil her canlı ölür ve üzülsem de sorun değil. Ama o anı öyle bir yaşadım ki bu nefretim ne zaman söner bilmiyorum. Belki bunu bir yerde okusam o kadar da garipsemem "he" der geçerim. Ama o görüntü: yarısı olmayan bebeğimin görüntüsü bana çok ağır geldi Sadece bacakları vardı. Nefretim dinse kusma hissi gider mi bilmiyorum. Hiç kimse şahit olmaz umarım.
·
404 görüntüleme
Enes okurunun profil resmi
Evrendeki kötülük problemi sadece insanı ilgilendiren bir konu değil. Vahşi hayat ne yazık ki iyilik ve kötülük üzerine kurulu değil. İçgüdüsel ve psikolojik olarak bir çok etken söz konusu. Bahsettiğiniz durum hemen her hayvan ve böcekte var diyebilirim. Bu durum hayvanları kötü veya iyi yapmıyor. Sadece bağlı oldukları sistemin, yani içgüdülerinin ve hayat koşullarının gereğini yerine getiriyorlar. Bu nedenle onların hep sevimli ve eğlenceli yanlarına denk gelsek de, gerçeklik boyutunda işler böyle yürümüyor. Bence duygusal bakmaktan ziyade mantıksal düşünmelisiniz. Gördüğünüz şey elbette ki insanı etkiler, fakat buna kafayı çok fazla takıp moralen bir çöküntüye gitmek de doğru değil.
melisa okurunun profil resmi
Kesinlikle. Çok haklısınız. İnanın ben de tam olarak böyle düşünüyorum. Hatta bu sebeple hayvanlara ilgim epeyce fazladır ve genelde hayvanlar üzerinden ilişki kurarak hayatı incelerim. İyilik ve kötülüğün de biz insanlara geldiğinde şekillendiğini bilirim. Bu konuları da severim. Yanlış anlaşılmasın yazdığım şeyi kötü bulduğum için yazmadım. Bana yaşattığı şok yüzünden yazdım. Aslına bakarsanız şuan okuduğum kitapta tam olarak bununla ilgili bir bölüm var. Normalde sürekli kabul ettiğim şeyleri duygusal bağ kurduğum için farklı şekilde değerlendiriyorum. Her ne kadar mantıksal düşünsek de cidden kitapta yazanı bizzat yaşadım diyebilirim. O sayfayı yazıp paylaşıcam. Bir şeye kafayı takmayı isteyecek son insanım bu yüzden hemen araştırdım ve mantıklı yorumlar yapmaya çalıştım kendime. Çöküntüye gitmek, isteyeceğim en son şeydir. Paylaşımım çok aşırı kaçtıysa kusura bakmayın olayın heyecanıyla yazdım.
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.