Avrupa, insan yakanlara kol kanat gerdi
(…) Otel yakılırken, yüksekçe bir yere çıkarak kitleyi yönlendiren kır sakallı kişi, TV ekranlarında dakikalarca görülmüştü. Dava sonunda o kır sakallı Cafer Erçıkan’la birçok kişi hapse mahkum oldu. Erçıkan bir türlü bulunup hapse atılmadı; 2011 sonlarına doğru ölünce, onun 18 yıldır Sivas’ta serbestçe yaşadığı ortaya çıktı. Bir başka ünlünün de saklanmak bir yana ortalıkta dolaştığı, yasal işlerini yürüttüğü, belediyede memur olarak çalışmayı sürdürdüğü, olaydan 19 yıl sonra basına yansıdı.
Hapse mahkum edilen öteki kişilerin çoğu yurtdışına kaçırıldı. Bunların İtalya üzerinden Almanya’ya geçtikleri, o gün bugündür, İran’dan gelen Selahattin Eş gibi Almanya’da yaşadıkları ortaya çıktı. Metin Ceylan’la Vahit Kaynar, 2011’de Polonya’ya girerken sınırda gözaltına alındı; ancak AKP hükümetinin yetesiz çabalarıyla Türkiye’ye teslim edilmediler, serbest bırakıldılar ve Almanya’ya döndüler.
Hükümlülerden Adem Ağbektaş, 2012’de Baden Württenberg’de “Milli görüşçülerin camisi” diye ünlenen caminin imamıydı. Muhammed Kılıç, Manheim’de dönerciydi.
“Alevilik kimliği” kampanyasıyla bir etnisite oluşturmaya çalışanlar, “Kürt-Alevi” hareketini kullanan Kürt milliyetçileri, Alman devletince desteklenen örgütler, katliamdan yararlanmaya çabalıyorlardı. Bunlar Hümeynicilerin fetvalarıyla, Almanya’da dolaşan kaçak hükümlülerle ilgilenmediler. “Kimlik” kabul ettirmeyi önde tuttular; toplumu saldırganlar yerine devlette hesaplaşmaya yönelttiler. Hümeynici Tevhid, kendi işlevlerini gözden kaçıran bu örgütler gibi davranmadı; eylemlerini açıkça savundu. Selam Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Fatih Böhürler, "Aziz Nesin yerine Müslümanlar yargılanıyor” diyerek davalarına sahip çıktı:
İslami değerleri savunduğu için ‘sanık’ sandalyesine oturtulan Müslümanlar, vicdanlarımız ve gönüllerimizde hak ettikleri yeri kazanmışlardır.
Sayfa 628 - Ulus Dağı yayınları
·
259 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.