194 syf.
·
Puan vermedi
Her eline kalemi alan 'şair & yazar' olamıyor demekki !!
Esselâmu Aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu..
﷽
Şükrü Erbaş arada bi kaç şiiri denk gelirdi okurdum. Beğendiğim şiirleri de var. Bunu bi arkadaşla birlikte pdf olarak okuyorduk . İkinci ve üçüncü serisi de var lakin onları sanırım okumaktan vazgeçtim. Hakkında çok fazla bi bilgim yoktu. Oturup okumadığım, kitaplığımda bulunmayan insanı önceden araştırmamakta hatam olarak bana yeter. Araştırmalı insan. Kitabını almasa da bilmeli aslında, en azından düşüncelerini . Bi şiiri zamanın devlet adamları tarafından epey eleştirilmiş ben onlara karşı yani devlete karşı ağır sözler içeren bi şiiri vardı diye düşünmüştüm. Biraz daha araştırınca gördüm ki devlete değil ama daha da acı bir kesime ciddi bir eleştiri var. Eleştiri mi dedim kin mi öfke mi belli değil. Belki de çok daha ağırı : nefret.
Bu kitabın içinde de yer verilmiş olan o şiirini bırakayım sonra da soralım bir insan neden bu kadar nefret dolu olur şiirinde yer verdiği kesime karşı. Şiirine yansıyacak kadar kalbini sarmış bu nefret ile nasıl yaşıyorsun acaba Şükrü Erbaş ?
Şiiri mi? Düşüncesi diyelim yok yok kustuğu nefreti, Buyrun ;
𝗞𝗼̈𝘆𝗹𝘂̈𝗹𝗲𝗿𝗶 𝗡𝗶𝗰̧𝗶𝗻 𝗢̈𝗹𝗱𝘂̈𝗿𝗺𝗲𝗹𝗶𝘆𝗶𝘇 ? (𝖡𝖺𝗌̧𝗅ı𝗀̆𝖺 𝖻𝖺𝗄 !)
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar ağırkanlı adamlardır
Değişen bir dünyaya karşı
Kerpiç duvarlar gibi katı
Çakır dikenleri gibi susuz
Kayıtsızca direnerek yaşarlar.
Aptal, kaba ve kurnazdırlar.
İnanarak ve kolayca yalan söylerler.
Paraları olsa da
Yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.
Her şeyi hafife alır ve herkese söverler.
Yağmuru, rüzgârı ve güneşi
Bir gün olsun ekinleri akıllarına gelmeden
Düşünemezler...
Ve birbirlerinin sınırlarını sürerek
Topraklarını büyütmeye çalışırlar.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar kadınlarını döverler
Seslerinin tonu yumuşak değildir
Dışarda ezildikçe içerde zulüm kesilirler.
Gazete okumaz ve haksızlığa
Ancak kendileri uğrarlarsa karşı çıkarlar.
Adım başı pınar olsa da köylerinde
Temiz giyinmez ve her zaman
Bir karış sakalla gezerler.
Çocuklarını iyi yetiştiremezler
Evlerinde, kitap, müzik ve resim yoktur.
Bir gün olsun dişlerini fırçalamaz
Ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar.
Çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler.
Birbirlerinin evlerine ancak
Ölümlerde ve düğünlerde giderler.
Şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar
Gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır
Ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar.
Binlerce yılın kaim kabuğu altında
Yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır.
Aldanmak korkusu içinde
Sürekli birbirlerini aldatırlar.
Bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
Karılarından en az on adım önde yürürler
Ve bir erkeklik işareti olarak
Onları herkesin ortasında döverler.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar yanlış partilere oy verirler
Kendilerinden olanlarla alay edip
Tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar.
Devlet, tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir
Devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar.
Yiğittirler askerde subay dövecek kadar
Ama bir memur karşısında, bu da tuhaftır
Ezim ezim ezilirler.
Enflasyon denince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler
Cami duvarı, kahve ya da bir ağaç gövdesine yaslanıp
On bir ay gökyüzünden bereket beklerler.
Dindardırlar ahret korkusu içinde
Ama bir kadının topuklarından
Memelerini görecek kadar bıçkındırlar
Harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez
Şehre giderler!
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar otobüslerde ayaklarını çıkarırlar
Ayak ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara
Herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden
Kızlarının talihsizliğini
Ve hayırsız oğullarını anlatırlar.
Yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde
Bunun, Tanrının bir lütfü olduğuna inanırlar.
Ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta
Gizli bir övünçle, uzak şehirdeki
Zengin bir akrabalarından söz ederler.
Kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar
Ama sokağa çıkar çıkmaz sümküre sümküre
Yollara tükürürler...
Ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine
Şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar ilk akşamdan uyurlar.
Yarı gecelerde yıldızlara bakarak
Başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur.
Gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa
Ve yaz güneşleri ekinlerini yetirirse severler.
Hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe
Bu verimi yüksek bir tohum bile olsa
Sonuçlarını görmeden inanmazlar.
Dünyanın gelişimine bir katkıları yoktur.
Mülk düşkünüdürler amansız derecede
Bir ülkenin geleceği
Küçücük topraklarının ipoteği altındadır.
Ve birer kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden
Zamanın derin ırmakları önünde...
KÖYLÜLERİ, SÖYLEYİN NASIL NASIL KURTARALIM?
Senin o kirli zihniyetini söyle nasıl, nasıl temizleyelim?
O iğrendiğiniz köylüler sayesinde ne kadar rahatsınız bi bilseniz. Yıllar geçtikte imkanları azalıyor, yerli üretim azalıyor ama zamanında çokça içinde bulundum ve çokça şahit oldum ki tertemiz pırılpırıl insanlar tanıdım ben. Köy ortamı diye üstü başı kirli olup, tarla bahçe veyahut hayvancılık işiyle upraşıpta en azından yürekleri kirli değil, sizin gibi. Bu sözüm önce yazara sonra onun gibi düşünen herkese. Satırlarında geçen bu ağır laflar neden sadece köylüleri hedef almış ona şaşırdım. Şehir de yaşayıpta hayvan gibi davranan nice 'çağdaş' zihniyet var. Görmüyor tabi gözleriniz onları. İyi giyimli hoş kokulu diye değil mi?
Bu ülke kadınları eğitimli gözüken nice erkekten şiddet gördü, nice kadınlar öldürüldü, nice eğitimli denilen iyi giyimli hayvanlar ufacık çocuklara tecavüz etti. Bu ülke en çok eğitim almış adını çağdaş uygarlık listesine yazdırmış hayvanlardan çekti ne çekti ise. Bu bişey mi daha kafanızı çevirip bakın her bir köşe alenen zina eden güya okumuş kafalarla dolu. Yere batsın zihniyetiniz!!
Söyleyecek çok şey var da söze değecek insan yok malesef!
Şükrü Erbaş köylülerle derdin ne ?
·
543 görüntüleme
Teşekkürler inceleme için. Ben de merak ediyordum bu yazarı. İçimde bir soğukluk vardı hepten buz kesti. Kaleminize sağlık.
Şiir seven biri olarak bu adamı Okumasakta olur çok bişey katmıyor şiirleri, ilk bölüm dram yüklüydü fazlasıyla sıktı zaten içimi. Çok nadir tek tük satırlar vardı cımbızlayıp alıntı yaptım içlerinden. İncelemeyi yazıp bitirdikten sonra biraz daha baktım da keşke hiç başlamasaydım dedim. Sonra da iyi ki okumuşum. Çünkü bu şiirine kadar ara ara böyle hoş olmayan satırlarını bizzat görünce daha iyi oluyor. Bir daha yaklaşmamam için sağlam bir neden bulmuş oluyorum.
1 sonraki yanıtı göster
Bi yazardan ya da şairden soğumama, jet hızıyla uzaklaşmama bazen bir şiiri bazen düşünceleri tamamen yetiyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.