Gönderi

Aramiler: Asur kayıtlarından anlaşıldığı kadarıyla M.Ö. 1100-700 yılları arasında Mezotopamya ve Akdeniz kıyısında hemen her yerde görülebilen halktır. M.Ö. 1000 civarında bugünkü Suriye'nin farklı yerlerindeki yazıtlarında kendi yerel Aramice yazılarını kullanan küçük Arami krallıkları ortaya çıktı ve sonraki iki yüzyıl içinde Asur İmparatorluğu tarafından ele geçirildiler. Tanak birçok bölümde ( Krallar ve Tarihler) İsrael ve Yuda krallıklarıyla komşu Arami krallıkları arasındaki savaşlardan bahseder. Buralarda geçen Arami kelimesi Tanak'ın Süryanice çevirisi Peşitta'da "Edomlular" diye zikredilmektedir, çünkü o dönemlerin Süryanice tercümanları Aramilerin sadece Fırat'ın doğusunda yaşadıklarını kabul ediyorlardı. Yeni Ahit'in Peşitta versiyonunda "Arami" terimi "putperest" anlamında kullanılmıştır. (İşler 21:28, Romalılar 1:16). Zamanla bu terim ārāmāyā (Batı Süry. telaffuzla oromoyo) veya armāyā diye iki farklı şekilde kullanılmaya başlandı: ārāmāyā etnik bir terim haline geldi, armāyā "pagan" anlamını korudu. Ārāmāyā'nın etnik bir terim olarak kullanılmasına Suruçlu Yakup'un bir memrasında rastlanmaktadır. (Bedjan, V, 474). Pek çok Süryani yazarın eserinde ārāmāyā ve suryāyā konuşulan dil manasında ve birbirine eşanlamlı olarak kullanılmaktadır. Bazen etnik terim olarak kullanıldığı olmuştur: Eusebios'un Kilise Tarihi'nin Süryanice metninde Bardaysan'dan bir yerde suryāyā (Wright ed, 183) bir yerde ārāmāyā (Wright ed, 243) olarak bahsedilmiştir. Urhoylu Yakup "biz Süryaniler, yahut Aramiler," tabirini kullanır. Bu denklik Süryani Mikhael tarafından Tarih eserinin ek kısmında da perçinlenir. Modern zamanlarda özellikle Batı Süryanileri'nin Aramilerle akrabalığı ve dolayısıyla etnik ilişkisi Asurlularla kurulmuş etnik ilişkiye alternatif olarak sunulmaya başlandı.
Sayfa 9
·
92 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.