Gönderi

208 syf.
·
Puan vermedi
Yahya annesinden sonra çok sevdiği babasını da kaybetmiş, üniversite okuduğu İstanbul’dan memleketi Diyarbakır’a babasının cenazesine gitmek zorunda kalmıştır. . Tek evlat olarak da taş ustası babasının dükkanını toparlamak, hatta kimsesi de kalmadığı için, babasının arkadaşları hiç onaylamasa da, satıp İstanbul’a dönmek ister. Babasının son yaptığı işi “Ben ü Sen” maketini, kırmızı bir örtüyle örtmüş olması dikkatini çeker. Örtüyü kaldırdığı anda ise başka bir aleme geçiş yapar. Hayal mi, rüya mı anlamadığı bu alemde Artuklu dönemine gider ve hükümdar Melik el-Salih’in adamları Yahya’yı yakalar. Hükümdar ondan, babası ile birlikte iki burç yapmasını ister. Yahya bu aleme gidip gelirken babasını bulur ve burç yapımına başlarlar. Sonrası ise daha da ilginç bir hal alır. Kitap; Yahya’nın babasının ölüm haberini almasıyla başlıyor ki; yazarın etkileyici anlatımıyla, okurken Yahya’nın baba hasretini duyumsayabiliyorsunuz. Bazı yerlerde geçen Kürtçe klamlar çevirisiyle birlikte verilmiş ve konuşmalar Diyarbakır şivesi ile yazılmış, yöre halkının ağıtları anlamlarıyla verilmiş, akıcı bir şekilde devam eden bir roman. Romanın içinde anlatılan hikayeler ve Diyarbakır surlarının destanları ise oldukça ilginçti. Yöre halkının yaşayış ve sıcaklığını da yansıtan fantastik, efsanevi bir hikaye. #BenÜSen ^ ^ #alıntı İnsan, yarin elini alınca elinin içine, o sıcaklığı o tenini hissedince avucunda, kelimeye gerek kalmıyordu. ^ İnsan, annesi ölünce büyüyor oğul! ^ İnsanım da eşyanın da bir yeri var. Her şey olması gereken yerdedir. ^ ^ @ysmnzdogan @monakitap #bloghemsire #diyarbakırsurlarınınefsanesi
Ben Û Sen
Ben Û SenYasemin Doğan · Mona Yayınları · 202217 okunma
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.