Gönderi
2022/82. Kitap: Köle.
Hans Kirk'ten okuduğum ilk kitap.
Köle; 18 bölümden ve 190 sayfadan oluşan güzel bir roman.
Köle'de; San Salvador isimli bir hazine gemisinde yaşanan bir takım olaylar anlatılıyor. İktidarı elinde bulunduran egemen güçler ile kölelerin yer aldığı gemide bambaşka hayatlar yaşanmaktadır.
Köle, sahip, güç, otorite gibi birçok kavrama ilişkin son derece çarpıcı ifadelerle güzel diyaloglara yer verilmiş. Gemide, köleler üzerinde mutlak hâkimiyet kuran kişilerin baskıları karşısında bu gidişe dur diyen Kızılderili bir kölenin gemideki herkesin hayatını etkileyecek girişimi ile olay bambaşka bir yöne savrulur.
Kitaptan bazı alıntılar:
Bizi, yeterince açlık ve susuzluk çekersek, sonunda taşıyamayacağımız kadar altına sahip olacağımıza inandırdılar (16).
İki tür insan vardır: Her şeye sahip olanlar ve gırtlaklarına kadar borca batmış olanlar (16).
Hayattaki en büyük güçlüklerden birisi, berrak bir akla sahip olup da çeneyi tutabilmektir (33).
Ben iki kere evlendim ve iyi düzyazıyı kötü şiirden ayırmayı bilirim. Daha eğlenceli şeylerden söz edelim (41).
Köpükler patladığında geriye bir parçacık sudan başka ne kalır? (55).
Bizler, iktidarın bize ait olduğunu düşünme eğilimindeyiz; fakat iyice düşününce kendiliğinden ortaya çıkar ki aslında biz iktidara aidiz (55).
Ölüm ürkütücü fakat insanın yaşadığı her günü ölümden korkarak geçirmesi daha da berbat olmalı. Her saat yeniden ölmek gibi bir şey bu (55).
İktidarın kötü olduğuna, çünkü bize boşluktan başka bir şey sunmadığına ve bizi aptala çevirdiğine inanıyorum (57).
Bu gemi bir ıssız adaya otursa günlerimi sefaletimiz üzerine bir risale yazarak geçirirdim. Fakat hepsini kuma yazardım (60).
Tehlikeli sözcükler, herkesin aklından geçip de dile getiremediği sözcükler (60).
Ben bir çalıysam, düşmanlarım için bir funda çalısıyım, öyle bir gül ağacı değil (62).
Bana gelince, büyük talepleri olan biri değilim; lakin görüşüm odur ki birisinin, benimle konuşurken terbiyeli olması gerekir (64).
Bir katır, taşınan yükün ve yenen kamçının dışında da bir hayat olduğunu aklına dahi getirmez (85).
Korkarım insanlığın ilerlemesi epey vakit alacak. Ve eğer dünya ileri gidecekse bu, herhalde küçük adımlarla olacak (93).
-Hayat her şeyden daha değerli değil midir?
-Hayır.
-Ondan daha kıymetli ne var ki?
-Özgürlük (95).
Dünyayı zorla egemenliği altına alan zenginlere lanet okumak yetmez; üzerimizde zorla hükümranlık kurulmasına dur demek zorundayız (114).
Benim dünyamın üzerinde hiçbir güneş parlamıyor; tanrılarım öldü benim (158).
Âdemoğlunun en aşağılık tarafı, onun boyunduruğa vurulmuş bir öküz gibi alışkanlıklarıyla yaşayan, tembel ve aptal bir yaratık oluşudur (167).
Geleneklere dokunmayın ve eğer hükümran olmak istiyorsanız insanları itaat etmeye ağır ağır alıştırın; bir gün itaat onların doğası haline gelecektir. O zaman boyun eğmeyi kendileri isteyecek, onları özgür kılmaya çalışanın gırtlağını kendileri kesecektir. İnsanları düşünmeye sevk eden durumlardan daha tehlikeli bir şey olmamasının nedeni işte bu noktanın altında yatmaktadır (167).
Hükmetme sanatı, biraz da kesinlikle gerekli zorlamaların üzerine bir miktar özgürlük ve gönüllülük rengi serpiştirmeye dayanır (168).
Zira iktidar, herkesin malı olduğu gün, iktidar olmaktan çıkar, varlığı sona erer (169).
Roman okumayı seviyorsanız mutlaka okumalısınız. :)
··
2,104 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.