Gönderi

128 syf.
·
Not rated
Kitap araştırmayı seviyorum, tek tek, incik boncuk döküyorum içlerini, yazara ulaşıyorum, ne yapmış kimmiş, daha önce neler yazmış, hangi dönemlerde yaşamış, hangi badirelerden geçmiş, döneminde kimlerle arkadaşlıklar kurmuş, hepsine dikkat etmeye çalışıyorum.Kitap araştırması yaparken denk gelmiştim Lorca'ya.Son derece ilgimi çekti yazdıkları, hayatı, hayata bakışı.Erken yaşta faşist Franco Hükümeti tarafından kurşunlanarak öldürülmüş.İspanyol İç Savaşı sırasında Franco başa geliyor o zamanlar.Ne kadar karanlık ve faşist bir ortam altında yaşadığı hakkında biraz ipucu edinmemizi sağlıyor. Küçük yaşlardan itibaren sanata ve edebiyata ilgi duymuş, annesi de bu ilgisini beslemiş.Zengin bir ailenin çocuğuymuş.Ailesi Madrid'e akademi eğitimine göndermiş ve sanatsal yaşamı burada kesiştiği kişiler sayesinde hemen hemen şekillenmiş.Burada, üniversitede kendisini derste sıkça işlediğimiz ünlü sürrealist yönetmen Luis Bunuel ve Salvador Dali ile tanışması onun sanat hayatına müthiş bir katkı sunmuş.Luis Bunuel sinema tarihinin gelmiş geçmiş en etkili yönetmenlerindendir ve sinemanın yapı taşlarından birisidir ve onun "Bir Endülüs Köpeği"(1929) filmindeki bir kadının ustura ile gözünün kesildiği sahne sinemada zamanın teknolojisi ile çığır açılan bir sahnedir.Film 16 dakikalık deneysel bir film olarak geçer, ve içerisinde pek çok simgesel mesaj barındırır, aşağı bırakıyorum: youtu.be/mjXGkYI8KBg Luis Bunuel'in Federico Lorca ile ilişkisini, yazar öldükten sonra, Bunuel'in onun hakkında söylediği şu sözlerle daha net kavrıyoruz: "Tanıdığım tüm insanlar arasında Federico ilk sıradaydı.Burada onun tiyatrosundan ya da şiirinden bahsetmiyorum.Ondan bahsediyorum.Asıl büyük eser kendisiydi." Kitaba başlamadan önce bir kaç söz de kitabı çeviren Selahattin Yıldırım hakkında söylemek istiyorum.O kadar lezzetli bir önsöz oluşturmuş ki, ben bu kadar önsöz de nereden çıktı bir an önce kitaba geçeyim derken bir anda hiç bitmesini istemeden okuduğuma şahit oldum.Ellerine sağlık demek istiyorum.Yazarın hayatına son derece hakim bir anlatım ve anlatımının zenginliği ile son derece etkileyici bulduğum bir önsözdü. Yazarın yazdığı o güzel şiirleri de aralara serpiştirmesi ve bizi nasiplendirmesi benim için son derece kıymetliydi, onlardan çok sevdiğim bir tanesi şu şekildeydi: "Eğer gidersem daha çok severim seni Kalırsam yine daha çok Kalbin evimdir benim Ve kalbim meyve bahçendir senin." (Sf14) Kitaba geçecek olursak da çocuk sahibi olamayan Yerma adında bir kadının, olamamanın verdiği bu toplumsal baskı ve içsel baskının izleyiciye aktarıldığı bir "tiyatro oyunu" şeklinde tanımlayabiliriz.Çocuk sahibi olmak, kadınlara sosyal ve kültürel yapı tarafından, bir görev olarak atfedilmiştir. Bu sebeple ‘annelik’ ve ‘kısırlık’ kadınları yakından ilgilendiren ve onları etkileyen olgular olmuştur.Çocuk sahibi olamayan kadın eksik kadındır toplumun gözünde, yarım insandır, vasıflarını tam yerine getirememiştir.Hatta uğursuz bile sayılabilir.Lanetlenmiştir.Bir cüzzamlı gibi, çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar ondan uzak durmaya çalışır.Sanki kısır olmak bulaşıcı bir hastalıkmış gibi herkes kaçar onlardan. Yerma baskılardan dolayı sevmediği bir adam olan Juan ile evleniyor.Kendisi için bu evliliğin en önemli görevi ve en büyük sorumluluğu ona göre bir çocuk yapmak.Sadece bu görev bilinciyle içten bir aidiyet duygusuyla olmasa da kocasıyla birlikte oluyor.Fakat ne yapsa bu arzusu yerine gelmiyor ve bir süre sonra bu arzusu bir takıntıya dönüşüyor.Fakat kocası pek oralı değil.Onun bu isteği ile de pek ilgilenmiyor.Yerma ile ilgili de hiçbir ilgiye sahip değil.Dönemin maço İspanyol erkeğini temsil ediyor ve karısının duygularıyla asla ilgilenmeyen kaba saba bir herifin teki.Yerma aslında mutlu olmak istiyor buna hevesli ama oluşan bu durumlar ona kitabın bir bölümünde şu sözleri söyletiyor: "Aslında mutsuz biri değilim, fakat koşullar beni bu hale getirdi." (Sf60) Kitabı sonuna kadar işlemeyip bütün kitabı size buradan okutma niyetinde değilim, anlattıklarım kadarıyla kafanızda netleşmiştir hikaye diyerek yazdıklarımı noktalıyorum ve Lorca adlı bu dahiyane yazarın diğer kitaplarında görüşmek üzere diyorum...
Yerma
YermaFederico Garcia Lorca · Ayrıntı Yayınları · 2017154 okunma
·
1,932 views
Gamze okurunun profil resmi
Okurken üzüldüm. Çünkü bu kitabı görmüştüm ve elimin tersiyle itip almamıştım. Bu arada incelemeniz çok iyi, beni tavladı. Kitabı almadığıma pişman oldum. Şimdi ara ki bulasın :D
UFUK okurunun profil resmi
Yazdığın bu değerli yoruma bu değerli alıntıyla cevap vermek istiyorum #169077198 😅 Son derece güzel bir kitap Gamze, mutlaka temin etmelisin ben de internet üzerinden sipariş verdim. İnternet üzerinden ulaşabilirsin, temininde herhangi bir sıkıntı yok şimdilik, mutlaka al :)
3 next answer
Atiye okurunun profil resmi
İnceleme için emeğinize sağlık öncelikle 🙏 16 dakikalık filmi ancak yarısına kadar izleyebildim. Garip bi biçimde çok rahatsız etti, izlerken gerildim. Niye bilmiyorum, deneysel film olmasının bir özelliği mi bu yoksa sorun tamamen benden mi kaynaklı? :)
UFUK okurunun profil resmi
Tesekkur ederim Atiye :) zaten amacı rahatsız etmesi, amacına ulaşmış diye düşünüyorum :) Film gerçeküstücülük sanatıyla çekilmiş, mevcut düzende insanı sarsıp hayatın kendisini dönüştürmeye odaklıyor, filmde iki çarpıcı sahne var, birincisi girişteki gözün ustura ile kesilmesi sahnesi, kesme işlemini bizzat yönetmen Bunuel yapıyo.Burada kadının mimiklerine odaklanmamızı istemiyor, sadece kesme işlemine odaklanmamızı istiyor, bu da çarpıcılığını vurgulamak içindir.İkincisi elinden karıncalar çıkma sahnesi ise çürümüşlüğü ve çöküşü simgelemektedir, bu yönüyle çok başarılıdır :)
2 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.