DİPÇE:
İngiltere'de yaşayan 51 yaşındaki bir yazar ile 34 yaşındaki bir kadın küçük bir odada buluşur ve eşlerini aldatırlar. Bir roman yazmayı düşünen kahramanımız, sevgilisi ile konuştuklarını not eder ve kurgusal romanını yazmaya başlar.
Bu konuşmalarda, her ikisinin de özel hayatına dahil edilerek onlar hakkında bilgi sahibi oluruz.
Sekse, aşka, ihanet ve sadakate dair birçok söylemin içine Yahudilik ve antisemitizme de yer veren yazar, önceki eserlerine göndermeler yaparak bazı eleştirilere cevap verir.
Ayrıca her zaman yaptığı gibi Yahudiler ile ilgili bazı hususları bir yandan eleştirir bir yandan da yüceltir.
Yazar;( hem kurgunun yazarı hem Roth'un kendisidir) Yahudi yani öteki olarak başka ülkelerdeki yabancılığına ve kabul görmemişliğine açıklamalar getirir. Diğer taraftan da evlilik kurumu içinde çiftlerin birbirine ve kendisine yabancılaşmasını her iki cinsiyet gözüyle anlatır.
Aldatmanın ve aldanmanın tahrik ve tahrip eden yüksek gücünü yansıtan diyaloglarda imkânsızlığa ya da umutsuzluğa rağmen hırsla elde edilmiş bir utancın ya da kuytuda kalmış bir sevginin sınırlarını çizer.
Edebi fonda entelektüel ve cismani ihtirasların diyaloğu olan bu eser, kitabın son kısmına kadar okuru kurgunun bir içinde bir dışında dolaştırarak zihnî bir bunalım yaşatır.
Yazarın aldatma eylemine; karısı,sevgilisi ve eski arkadaşının yanı sıra okuru da dahil etmesi şirin bir ekleme olarak düşünülebilir.
(Şu anda bile acaba sorusuyla başbaşa olmak:)) aldanma fobisinin güçlü çağrışımı olmalı.)
Sonunda eserin tüm güzelliği ortaya çıksa da Philip Roth okumak isteyenlere ilk okuma olarak önermiyorum.
Keyifle okuyun, esen kalın.
Okumama güzellik ve değer katan