Gönderi

252 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 16 hours
Haşhaş ve Emperyalizm, dikkat çekici iki farklı başlık aslında ve 2 farklı konuda da işlendiğini görüyoruz kitapta. Emperyalizm kendi özelinde bir yayılmacılık politikasıdır. Bir devletin başka devletler üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmaya çalışmasıdır ki bunun en temel örneğini geçtiğimiz yüzyıla kadar Fransa ve onun pek çok sömürgesi olan Afrika topraklarında görüyorduk. Bir diğer Emperyalist devlet ise başta Orta Doğu olmak üzere kendi evinin çok uzağındaki insanların nasıl yaşayacağına karışan ve bunu inceden işleyen ABD. Yazar özellikle geçtiğimiz yüzyılın ortasından itibaren bu durumun geldiği noktayı araştırıp anlatıyor ki yine hayran kaldık. Bir diğer dikkat çekici bitki ise Haşhaş. Özellikle bitki dedim çünkü Haşhaş’ın pek çok kullanım alanı var ama gerek yasaklar gerek kısıtlamalar nedeniyle ve medyanın da güçlü baskısıyla yıllardan beri yalnızca uyuşturucu maddeymiş gibi lanse ediliyor. Bunun için pek çok işlemden geçmesi gerektiğine eminiz aslında. Cipsi bile var sonuçta. Mesele de bu aslında biraz. Geçmiş dönemde ABD’nin burada uyguladığı Haşhaş yasağı. Nasıl da karışmışlar değil mi? Uyanlara da ayrı hayret ediyorum. Hatta haşhaşı biraz detaylandıralım. Haşhaş’ın yağı oldukça kaliteli ve bitkisel olduğu için de doyurucu bir yağdır. Bu yağ da bitkinin tohumlarından çıkar. Hatta bu yağ çıktıktan sonra kalan ‘Küspe’ hayvan yemi olarak kullanılır. Sanırım son dönemde daha çok üretilen şeker pancarının küspesi kullanıyor. 1 tondan 300 kilo küspe çıkarılıyor olması gerek. Biz yeniden Haşhaş’a dönersek bundan yağ yapıldığını, yağdan kalanın hayvan yemi yapıldığını öğrendik. Sadece buraya kadar bile hem tarımın hem hayvancılığın ne şartlara geldiğini sorabiliriz değil mi? İşte böyle yavaş yavaş yok ettiler. Hatırlayalım 2000li yılların okullu çocukları olarak yerli malı haftalarında hepimiz kendi memleketlerimizden neler getirirdik, şimdi neler kaldı hangisi üretiliyor. İşte bunu görmek gerekiyor. At gözlüğü takmak isteyenlerin ellerini kırmak gerekiyor ki takmasınlar. Ayrıca burada uyuşturucu ve faydalarından da bahsedeceğiz. Böyle deyince yanlış anlama olabilir ama diş tedavisine gidenler bilirler ki o uyuşturucu iğneler olmasa biz tedavi olamayız. Hele ki diş çekici ve daha da fenası kanal tedavi. Yani tahmin edildiği gibi bu faydalı uyuşturucular sağlık yani tıpta kullanılıyor. Özellikle ağrı kesici ve uyku verici. Uyku ne alaka diyenlerimiz için de kırmızı reçete ile kullanılan haplardan bahsedilebilir kısaca. Günümüzde bu bitkinin yasal üreticisi konumunda olsak da buradaki kısıtlamalar yine bizi az evvel ki paragrafta sorduğumuz soruya götürecektir. Kısıtlama değil, kontrollü üretim şartı, daha mantıklı ve akılcıdır bize göre. Kitapta dikkatimizi çeken noktalar ise bu meselenin üzerinden verilen konularda yazarın pek çok konuda yazdığının gerçek olması, bunlardan biri de tanıtımını da yaptığı Yüzüklerin Efendisi kitabının geldiği noktayı da tahmin etmesidir. Yani hep söylediğim gibi bu adam boş konuşmuyor, hayal satmıyor. Olacak olanı görüyor ve öncesinden de söylüyor. İlk kez okuyanlar için biraz yorucu bir kitap olabilir. Benim de yeni tanıştığım ve okunması daha rahat olan şiir kitaplarını öneririm ama onun kalemini sevenler ve kitaplarını merakla bekleyenler için iyi bir araştırma eserini daha geride bıraktığımızı -ne yazık ki- belirtiyor; iyi okumalar diliyorum..
Haşhaş ve Emperyalizm
Haşhaş ve EmperyalizmAytunç Altındal · Alfa Yayınları · 201653 okunma
·
220 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.