Victoria Aveyard
‼️Spolier içerebilir‼️
Merhaba öncelikle kitep çok güzeldi 2 puan kırmamın tek sebebi Mare’in hâlâ Cal ile birlikte olması ben inanıyorum ki son kitapta olsa yine de Maven’ı tutarım.
Kitabın genelinde Mare artık Maven’ın elinde tutsak olduğu için ikisinin sahnelerini daha fazla görüyoruz o yüzden bu kitap diğer 3 kitaba göre favorim oldu.
Mare Maven’a bir anlaşma teklif etti(kendisini esir alıp ekip üylelerini serbest bırakmasıydı) ve o da bunu kabul etti zaten fakat Mare ona karşı aşılmaz hisler besliyordu ama bence bu daha ziyade Cal’a karşı beslediği çocukça aşkıydı ki aslında Cal’ın tavırlarına rağmen yani hem kızıllarla birlikte olması hem de gümüş kanı kesinlikle bir kızılın Mare’in veya Cameron’ın dahi hayatını kurtaracak olsa kesinlikle bir gümüşün kanını akıtmaya istekli olmaması ona karşı olan hislerini sorgulamasına ve dünyayı görmesine sebep olmalıydı fakat insan sanırım görmek istediğini görür.
Kitap boyunca(bana göre)Maven hep Mare’e yakınlaşmaya onun sevgisini kazanmaya(tamam yolu yanlıştı ve oldukça takıntılı davranışları vardı ama deniyordu annesinin yarattığı o yeni kişiye rağmen deniyordu keşke Mare bu kadar umursamaz bu kadar dar görüşlü yalnızca kendini düşünen biri olmasaydı da Maven’ın bu çabalarını görseydi)çalışıyordu hep onun için bir şeyler yapmaya çalışıyordu hatta zaten en sonunda da Evangeline’ya olan korkusunu dile getirdiğinde Mare,Maven nişan attı ve güven ve huzur ortamı sunabilmek için Gölbölge Prensesi’yle yani İris ile evlendi bundan sonrası zaten olmazdı ama bu ana kadar Maven o kadar çabaladı ki keşke yazar insafa gelip Mare’in gözlerini açsaydı da o kısıtlı görüşüyle Maven’ı fark ettirseydi.Fakat olmadı şu ana kadar.Mare’in Cal’ı düşündüğü her an çığlıklar atarak bunu yapmaması gerektiğini haykırmak geliyordu içimden ama seriyi bitiren çoğu kişi “inan bana kitabı bitirdiğin zaman Cal’ın Mare için doğru kişi olduğunu sen de düşüneceksin”diyor.Fakat ben öyle olacağını düşünmüyorum özellikle de Cal’ın Mare’e karşı tacını seçmesi ve ona bir gitme bile diyememsi ilin kötüsü Mare onu reddettikten sonra jendini sorguluyordu akkılanacağı anı hâlâ bekliyorum ve sanırım beklemeye devam edeceğim diler bu süre kısa olur.
Kitabın büyük kısmında Mare hâlâ esir demeyelim de çünkü sarayda bir leydi gibi yaşıyor tek sorun arkasında onu takip eden 4 Arven muhafızı(susturucular) daha çok bir propaganda aracı diyebiliriz sanırım ama o da bence pek uzun sürmüyor zaten Maven’ın Mare’e olan ilgisi bir yerde bir çok kişi tarafından anlaşılabilir hale geliyor sanırım.Maven Mare’ın güvenlik endişelerinden sonra Gölbölge Prensesi İris ile evleniyor.Aslında İris benim beklediğim gibi değil de tatlı bir arkadaş gibi duruyor.Bu tören sırasında Mare Kırmızı Muhafızlar tarafından kurtarılıyor.Kitabın sonunda bir konsey gibi bir şey toplanıyor Uöurum Krallığı,gümüşler,kızıllar,Komutanlık,isyan eden haneler(Laris,İral,Haven aralarında Cal’ın büyükannesi Anabel de var ki kendisi eski kraliçe olur)ve Poyraz tahtında bir gümüş kral olması gerektiği konusunda hemfikir oluyorlar yani Prens Tiberias(Cal) ama o krwl olmak veya Mare’den ayrılmak istemiyor.Ama işler o kadar kolay değil tacı ike Mare arwsında kalıyor ve tacını seçiyor.
Dilerim bu olay nihayet Mare’in aklını başına getirmiştir ama öyle olmadığını düşünüyorum ama umut da kesilmez.Umarım kaç yıl önce çıkan Broken Throne artık Türkçe’ye çevrilir de insanlar merak içinde kalmaz çünkü bir kitabı ana dilin ve yabancı dilde okumak arasında çok fark var.
