Gönderi

188 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 16 hours
Aytunç Altındal’a ait okuma serimizin de bu kitapla beraber -şimdilik- sonuna gelmiş bulunmaktayız. İslami kitaplarda Balinas, Balinus olarak da işlenen bir kişidir. Yaşamı Hazreti İsa ile aynı döneme denk gelmiştir. Daha önceki dönemde de Matematikçi Apollonios vardır ki onun MÖ 262/240 ile 190 arası yaşadığı düşünülür. Bizim kitapta geçen ise MS 15-100 arası yaşamış bir kişi. Tabi tarihler ne kadar tutarlı, iki kişi arasında ne kadar fark var bunu öğrenmek neredeyse imkânsız çünkü bu insanların sadece isimleri var. Ne yazık ki ne kadar araştırma yaparsak yapalım kaynaklarımız çok kısıtlı. Pisagor’un okulunda okuduğu, onun en büyük savunucularından olduğu ve tarihteki ilk vejetaryen olduğunu biliyoruz. Bu bilgilerin yanında diğer tüm bilgiler de ne yazık ki varsayımlardan öteye geçemiyor. Hazreti İsa ile aynı döneme denk gelmesi olayı da gariptir çünkü kendisi bir Yunanlıdır. Hazreti İsa ise Yunan değildir. Yanlış mı biliyorum? Bunun için kaynak olarak alabileceğimiz en temel bilgi ise, tarihteki ilk biyografi kitabı kabul edilen 8 ciltlik bir eser ki nereden temin edeceğiz, okusak nasıl okuyacağız veya çevireceğiz. Yani bu da bizi şuraya getiriyor, tarih araştırmakla asla bitmiyor. Kitabın adını vermedim ama daha iyi bir araştırma için The Life of Apollonius of Tyana eseri araştırılabilir. İyi bir yabancı dil bilgisi ise mutlak surette gerekli. Hristiyan inanç ve yaşayışını derinden eleştiren, yanlışları çekinmeden aktaran, iddialı bir kitap diyebiliriz. Genel olarak bakıldığında kutsal dinler çok fazla sorgulanamıyor, sorgulanınca kutsal olmayan ama inanış olan Ateizm, Deizm benzeri inançlara da yöneliniyor. Sanırım Hristiyanlık bunu biraz daha baskı altına alan bir din olsa gerek. Tabi bu inancın araştırmacıları ve bilginleri konuya daha vakıftır biz o kadar ilerleyemedik, henüz. Benim elimdeki PDF baskı maalesef ki çok da güncel değil ve iyi bir çekim yapılmamış. Bu nedenle ne kaynaklara ne de araştırılan bilgilerin yayınlarına ulaşamıyoruz. Bu yüzden bu kitabı benden temin edecek arkadaşlar için inanıp inanmamak size kalmış. Tabi içerisinde iyi çıkarımlar ve varsayımlar olduğunu da görmezden gelemeyiz. Genel olarak anlatılan konulara şöyle bir bakacak olursak aslında İncillerde anlatılanın gerçek İsa olmadığını, kitaplarda bahsedilen kişinin Apollonius olduğunu belirtiyor yazar. Ben bu görüşe bir yerden katılabilirim aslında. İncillerde dediğimiz için. Kutsal Kitap diyoruz. Şimdi ben Müslüman olarak (amacım şirk değil) 5 tane Kuran’ı Kerim var ve hepsi de farklı gibi hayal ürünü konuşursam ve bunların hepsine inandığımı söylersem ne olur? Saçma olur değil mi? O zaman neden 4 tanesi büyük olmak üzere onlarca İncil var? Çünkü tahrif edilmiş, bu kadar basit. Neden bu örneği verdim hemen bakalım buna da. Allah, Hicr Suresi 9. Ayet’i kerime de şöyle buyuruyor: İnna nahnu nezzelna zikra ve inna lehu lehafizun. Dilimiz ve kelimelerin farkı nedeniyle okunduğu gibi yazamadığımı da biliyorum. Bu ayette Rabbimiz biz inananlar için şöyle buyuruyor: Şüphe yok ki Kur’an’ı biz indirdik ve şüphe yok ki onu mutlaka koruyacağız. Yine ‘Satır Altı’ denilen bir tercüme vardır ki bunun, bizler Kur’an’ın ilk tercümelerinin yapıldığı Karahanlı döneminde kullanılan dili ifade etmek için kullanıldığını biliriz. Bu çevirilerde Arapça yani orijinal metin günümüze göre daha anlaşılır konuşursak 20 punto ve Kalın yazılırken; altta Karahanlı Türkçesi ile 12 Punto ve normal yazımla Satır Altı denilen çeviri yapılır. Buradaki Ayet’in çevirisinde de “Bayık biz indürdük Kur’anı. Bayık biz anı şaklayıcılarız” şeklinde bir çeviri vardır. Hem anlatmak hem de 1 kelime olsun öürenmeye katkım olsun diye detaylandırmak istedim, üstü atlanıp geçilecek konular değil bunlar. Yine aynı konu üzerinde tahrif edilen bu kutsal metinlerin yani İncilin nasıl İznik temelinde İmparator Konstantin tarafından saptırıldığını, sapkınlık merkezi yapıldığını, itikadi tartışmaların iyice çoğaldığını ve bu meselenin yayıldığını öğreniyoruz. Tabii yıllar sonra Martin Luther önderliğinde başka bir grup aydınlanmış insan bu metinlerin sahte olduğunu ve insanlara değil krallara ve papazlara yani kiliseyi yüceltip hizmet ettirecek şekilde düzenlendiği anlaşılıyor. Son olaraksa Dinler Tarihi konusuna meraklı olan arkadaşlarımız, kitapta bir Robert Langdon yok ama siz yine de bir şans verin, biraz olsun okuyun diye ben de elimden gelen katkıyı sağlamaya çalışacağım. Bir şans verin derim. Daha sonrasında büyük ihtimalle kim olduğunu merak edeceğiniz Aytunç Altındal’ın eceliyle öldüğüne de inanmamaya başlayacaksınız okudukça. Unutturmaya çalışsalar da unutmayacak, her zaman yeni bir eserini okumak için burada olacağız. İyi, faydalı, öğretici, sağlıklı zamanlar ve okumalar dilerim..
Yoksul Tanrı Tyanalı Apollonius
Yoksul Tanrı Tyanalı ApolloniusAytunç Altındal · Alfa Yayınları · 2017295 okunma
·
606 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.