Gönderi

352 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Klasik Aldatan Erkek Draması
Wulf Dorn , adını çok önceleri kardeşimden duyduğum, kütüphane ve kitap uygulamalarında da karşıma uzun süredir çıkan bir yazardı. Kardeşim özellikle övgüyle bahsedince ve yazarın hemen hemen tüm kitaplarının altında "Çok güzel, çok beğendim, aşırı sürükleyici, okuduğunuza pişman olmayacaksınız vs." gibi lafları görünce bende kayıtsız kalamadım ve kitaplarını okumaya karar verdim. Yazarın kitaplarıyla daha bir haftadır haşır neşirim. İlk okuduğum kitap bu kitap değil ama ilk incelemesini yaptığım bu. Yazar gerçekten kendini okutturuyor , ortaya psikoloji temelli bir sorun atıyor ve bu sorunuda gizemli bir olay, cinayet, duruma çeviriyor. Ve bizimde o gizemin peşine düşüp nasıl açığa çıktığını öğrenmeden kitabın kapağını kapatmamamızı sağlıyor. Kısacası yazarın kalemi başarılı. Yazar ve kitaplarıyla ilgili kısa bir önsözden sonra gelelim kitabımıza: FOBİ.. Başlık güzel ve ilgi çekici, onu daha da albenili kılansa kapağı. Gerçekten güzel bir kapak, bende ne yalan söyleyeyim kapağın etkileyiciliğinden gelen merakla başladım. Bence buda etken kitaplarda , özelliklede gizem-gerilim-korku-polisiye türü kitaplarda okuyucunun daha iştahını kabartıyor. Kitap özetinin anlattıklarıyla başlıyor, bir aile var ve bu aile çoğu açıdan herkesin imrenebileceği bir yaşantıya sahip. Maddi açıdan çok iyiler, iki insan birbirini severek evlenmiş ve de tatlı bir çocukları olmuş falan filan işte. Ve birde bir adam var, bu adamın da başına gelenler hemen hemen herkes tarafından "şükür ki benim başıma gelmedi de onun başına geldi" dedirten cinsten. Bu adamda aslında daha önce başta bahsettiğim aile gibi bir yaşantıya sahipt: Zengindi, aşık olduğu bir karısı ve yakın zamanda doğacak bir çocuğu vardı. Kısacası adamın anlattıklarıyla hayatının en mutlu zamanlarıydı. Ama bir gün (evet her şeyin değiştiği o musibet gün) bu ikisi yolda yürürken bir çocuk görüyorlar ve çocuğun elinde de bir bebek görüyorlar ve bu çocuk bir süre sonra bebeği düşürüyor ve dolmuşa biniyor. Adamın karısı (Amy) yerden alıp dolmuşa doğru koşturarak ona bebeğini ulaştırmak istiyor ve biniyor. Adam da tam arkasından gidiyor ve ikisi dolmuşa biniyorlar. Kader bu ya, dolmuşta bir bombacı oluyor ve dolmuşu havaya uçuruyor. Kadın bebeğiyle birlikte ölüyor, adam yaşıyor ama nasıl yaşantı. Yüzünün ve vücudunun birçok yeri ağır yanıklarla kaplanıyor ve baş ucunda da yine o başta bahsettiğim her şeye yol açan lanetli bebek duruyor. Adamın bundan sonra hayatı tepetaklak oluyor. Ona ucube gözüyle bakılıyor, hakaretler, tiksinmeler, aşağılamalar eksik olmuyor. Ama tabi adamın ilerlediği hiçbiri değil. Adam karısına hayaf enerjisi, gün ışığı gözüyle bakıp büyük bir sevgi ve aşk bekliyordu. O gidince kalbi sökülen bir zombiye dönüşüyor. Tam bu zamanlarda adamın doktoru ona yanıklarının ölümcül olduğunu ve 24 ay süresi kaldığını söylüyor. Ve yine bu zamanlarda başta söylediğim mükemmel aileyi görüyor, kadını (Sarah) ölen eşine çok benzetiyor yanındaki eşini ve oynadıkları çocuğu da eğer yaşasalardı olması mümkün ailesine benzetiyor. Onların mutluluğunu hayranlıkla seyrediyor. Hikayemiz de işte buradan sonra dallanıp budaklanmaya başlıyor. Adam bu aileyi uzun bir süre izliyor ve tabi bu aile hakkında aile fertlerinin dahi birbirlerinden sakladığı sırları öğreniyor. Özellikle adamınkini (Stefan). Bu iğrenç, sıfatsız Stefan mis gibi karısını aldatıyor. Kılıfıda Sarah'ın korkuları ve Stefan'dan uzaklaşması. Ne kadar büyük bir mazereeeeeeeet!! Allah'ın cezası , pislik . Sarah ise hiçbir şeyden habersiz, nedeni belli olmayan sebeplerden ötürü dışarı ve insanlara karşı bir tedirginlik hissediyor. Ama sorunu 'başarısız olma korkusu' ki gerçi kimin değil ki? Neyse bundan ötürü işinden istifa ediyor ve evine kapanıp kabuğuna çekiliyor bu esnada da Stefan'a az soğuk davranıyor >:( Yaralı adamımız işte bu esnada devreye giriyor ve ölmeden Sarah'ın hayatına dokunmak istiyor. (Kendi çapında iyi anlamda) . Önce Stefan'a bir ders veriyor ve onu kaçırıyor, bu kayıp esnasında yaşattıkları sayesinde Stefan'ı bulma çabası Sarah'ı harekete geçirip iyileştiriyor güya. Ama tabi Sarah bu arayışta yalnız değil, ona yardım eden çocukluk arkadaşı , onu çocukluktan beri koruyup kollayan Mark. (Kendisi favori karakterim oluyor. ) Ama bir tek Stefan kaybolmuyor. Karısını aldattığı sevgiliside (Katherina) kayboluyor onuda yaralı adam kaçırıyor. Burada bir şeye değinmek istiyorum , yazar belki öyle düşünmüyordur ama karakterlerin ağzından aktardıkları bana çok itici geldi. İtici gelen şeyse: Kitap boyunca bir tek aldatmaya çanak tutup ailenin huzurunu kaçıran Katherina'ymış gibi bahsediliyor. Hemde öyle çirkin bir dille ki. Stefan buhrandaymışta , zor zamandan geçiyormuşta falan filan . Resmen o sayfaları okurken yazardan soğudum. İğrenç ya, aldatmayı nasıl da psikolojik bir şeye çeviririm diye yazar g*tünü yırtmış. Sonunda Stefan bulunuyor sağ olarak, Katherina ise ölü bulunuyor tabiki (işte layığını buldu f*hişe dercesine). Sarah bir sürü ikilemden sonra galiba bu parazit adamı affediyor. (Gerçek hayatta olacak birde) Yaralı adam Mark'a tüm bunları neden yaptığını açıkladıktan sonra kendini öldürüp sahneden çekiliyor. Aslında yaralı adamı Katherina hakkında söyledikleri dışında sevmiştim, Stefan'a yaptıklarına zerre üzülmedim, helal olsun . Mark'ta Sarah'a yardım edip evine dönüyor. Kitaptaki en düzgün adamdı kendisi. (Onunda bu olaylara benzer travmaları var . Yazarın esas adamı bu galiba çünkü diğer kitaplarında da bu adam var) Kitap bu şekilde bitiyor işte. Bana kalırsa hiç güzel, tatmin edici bir final değildi. Ben olsaydım , Stefan'ı maalesef (çocuğu için) bulur kurtarırım sonra Sarah ile ikisini bir güzel boyayıp evden şutlardım. Sarah ile Mark'ı da bir araya getirip evlendirirdim. Kitapta birçok yerde zaten ikisinin birbirine çok benzediği dile getiriliyor. Neyse benim sonum böyle işte. Kısacası bir kişiye saplantılı bir şekilde sevgi besleyip o elden gidince hayatımızı karartacak işlere bulaşmak yerine hayatımıza kaldığımız yerden devam etmemiz gerekiyor. Ve her ne olursa olsun , neler yaşanırsa yaşansın eşimizi, sevgilimizi , hiç kimseyi aldatmamalıyız. Sadakate bağlı kalmalıyız. Okunmasını tavsiye ederim, okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar !
Fobi
FobiWulf Dorn · Pegasus Yayınları · 20163,899 okunma
·
169 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.