Altıncı Koğuş gönderisinin yorumuna link olarak bıraktım. Kendimce bir çözüm diyelim. Çünkü bir defa okuduğum kitabı bir daha çok zor okurum. Hatta incelememi de buraya bırakayım okumak isteyenler için. #172952519
Gelelim asıl meseleye.
Kitap kısa hikayelerle başlıyor. O devirde doktorların yaşadığı türlü vakalara değiniyor yazar. Mesela acılı bir baba'nın/doktor'un eşi hasta olan birinin yakarışlarına karşı acısı ve vicdanı arasında seçim yapması gerekirse hangisi ağır basar? Bu soruyu siz de kendinize sorun isterim. Allah kimseye yaşatmasın da, o durumu yaşayan bilir sadece. Tam da burada aklım "Körpü" filmi geldi. İzlemediyseniz, mutlaka izleyin derim. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Aslında kısa hikayeler kendisinde derin anlamlar ihtifa ediyor ama benim üzerimde etki bırakanlardan bahsetmek istiyorum.
"Kara keşiş"
Bu hikayede beni sarsan, düşündüren, değinmek istediğim bir nokta var. Neden biz insanlardakı farklılığı kabullenmek istemiyoruz? Neden herkes birbirini olduğu gibi kabullenmiyor? Yazılmamış yasalar, önyargılar, herkesi kendimiz gibi görme isteği mutluluktan daha mı önemli? Sahi, nedir mutluluk? Alıntı olarak paylaştım bu soruyu. Bir kaç yorum yazıldı ve mutluluk kişiye göre değişiyor mu? #173231338
Ve o isyan! Değişimin ruhta bıraktığı iz. #173235864
Başka bir hikaye de "Bir hekimin yaşadıkları."
Hastalık ruhta başlar, cisme nüks eder. Ah bir de bunu anlasalar...Maalesef organlarımızın da beynimiz tarafından yönetildiğini anlamak istemiyoruz. Ne kadar da sevmesem bu sözü, acı bir gerçek de şu ki; "Her şey düşüncede başlıyor, düşüncede bitiyor." İşte bana bu duyguları bıraktı hikaye.
Mümkün kadar spoilersiz yazmayı denedim incelememi. Okumanız gereken kitaplardan. Ama son olarak söylemeden geçemeyeceğim. Ya da alıntı olarak bırakayım. #173241620
Sona kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Keyifli okumalar.