Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
İhtilaf ahlakı
Lisede çok sevdiğim bir din kültürü hocam vardı. Bir gün ona hocam bu kadar farklı mezhep cemaat tarikat vs var dedim. Bunlara nasıl ysklaşmalıyız demiştim. Verdiği cevap benim için yol haritası niteliğindeydi. Mezhepler iyi mezhepçilik kötü, cemaat olmak iyi cemaatçilik kötü, tarikat iyi amma velakin tarikatçılık kötü. Başımıza ne geldiyse çılık ekinden dolayı geldi demişti. Kitabı okuyup bitirirken aklıma hocamın bu sözleri geldi. Kitabın özeti de buydu sanırım. Mahya yayınlarından çok güzel bir baskıyla çıkan bu eserin sahibi Taha Cabir Alvani nin okuduğum ilk eseriydi. Yazarımız Irak doğumlu, Ezher çıkışlı ve çeşitli ülkelerde çalışmalar yapmış olan bir isim. Kitapta kendisinin bilgi birikimine ve her söylediği yargıyı ayetlerle hadislerle ve tarihi olaylarla desteklemesi de okuru oldukça tatmin ediyor.  Diğer eserlerini de okumayı düşünüyorum ileriki süreçlerde.Kitapta geçen usül terimleri ve şahısların kimler olduğuna dair bilgilerin dipnotta yazılması da kitabın en güzel özelliklerinden. Gelelim kitabın içeriğine. Birinci bölümün adı Uzlaşmazlık Hastalığı. Yazar bu bölümde ihtilafın zararlarından bahsediyor ve İslam ümmetinin başındaki en büyük tehlikenin ihtilafa düşmek olduğunu belirtiyor. Tıpkı şu ayette denildiği gibi : "Allaha ve peygamberine itaat edin, çekişmeyin, yoksa korkar başarısızlığa düşersiniz ve kuvvetiniz gider. Sabredin, doğrusu Allah sabredenlerle beraberdir." Enfal:46 Yazarımız ihtilafı sürekli kötü anlamıyla kullanıyor kitap boyunca. Olumlu manada kullandığı kavram ise 'görüş ayrılığı'. Bu ikisi arasında git gel yapıyor. Ümmetimin ihtilafı rahmettendir hadisine dair hiç açıklamada bulunmaması kitaba dair tek eksik gördüğüm nokta olabilir. Kitabın ikinci bölümünde İhtilaf Yelpazesi nden bahsediyor yazarımız. Bu bölümde diyalektik (cedel), ikilik (şikak), kabul edilebilir ve edilemez farklılıkları, kabul edilebilir görüş farklılıklarının bazı yararlarını ve tahrik edici ihtilafları anlatıyor. Kitabın üçüncü, dördüncü ve beşinci bölümünde ihtilafın tarihi şartları üzerinde duruyor. Rasulullah dönemi, sahabe dönemi ve tabiin dönemindeki ihtilaflar ve bu ihtilaflara yaklaşımları ele alıyor. Bu bölümler kitabın en değerli bölümleri ve kitabın omurgasını oluşturuyor. İhtilafa yaklaşımımız ve ihtilaf ahlakı, tarihi vesikalarla biz Müslümanlar ın yol haritasını çizmemizi sağlayacak verileri önümüze sunuyor. İslam en özünde tevhid dinidir. Bu ilkeyi zamanla unutan ve nefislerine, hevalarına, kişisel kaprislerine yenilen Müslümanlar bir daha ilk nesildeki Müslümanlar gibi birlik içinde olamamışlardır. Rasulullah yaşadığında insanlar arasında ihtilaf vuku bulmazdı çünkü en ufak bir anlaşmazlıkta hakem olarak hazır bulunurdu bu sayede birliklerini korumayı bildiler. Rasulullah tan sonraki ilk nesillerde de ihtilaftan olduğunca kaçınılmıştır. Bir görüş ayrılığında hemen Allah ın kitabı ve Rasulullah ın sünnetine başvurulurdu. Bu sayede doğacak olan ihtilaflar minimalize edilmiştir. Dikkate husus bir başka nokta ise Rasulullah tan sonra birbirleriyle savaşan ashabın önde gelenleri, savaşmalarına rağmen asla birbirlerine kötü sözde bulunmamışlardır ve birbirlerini kafir, zındık vs ithamlarda bulunmamışlardır, birbirlerinin erdemlerini ve üstünlüklerini göz ardı etmemişlerdir. Beyhaki nin Sünenin de geçen bir bahse göre "Bir defasında Hz Ali ye Cemel Vaka' sında kendisine karşı savaşanların putperest olup olmadığı soruldu. O şöyle cevap verdi : ' Onlar putperestlikten kaçtılar.' Münafık olup olmadıkları sorulduğunda ise 'Münafıklar Allah ı nadiren zikreder' dedi. Onların gerçekte ne olduğu sorulduğunda ise şu cevabı verdi : ' Onlar bize karşı haksızlık yapan kardeşlerimizdir.' " Bu şüphesiz ki Allah rasulünün onları eğittiği terbiye metodundan kaynaklanıyor. Altıncı bölüm Fıkhi Bakış Açıları nda Hukuk Okulları(Mezhepler) den ve imamlarımızın (İmam Şafii, İmam ı Ebu Hanife, İmam ı Malik, İmam ı Ahmed b Hanbel ve İmam Davud ez Zahiri) fıkıh usüllerinden, metodolojilerinden bahsediyor yazarımız. Sekizinci bölümde de imamlarımızın eğitimi ve birbirlerine tavırlarını ele alıyor aynı zamanda. En akademik olan bu bölüm fıkıh usülü terimlerinden mütevellit. Mezhepler konusu haddizatında ayrı bir konu ve başka eserlerin konusu. Özetle anlamak ve felsefesini kavramak için Altay Cem Meriç in bu videosuna bakmanız tavsiye edilir. m.youtube.com/watch?v=Sq5Hhp3... Yedinci bölümde Görüş Ayrılıklarının Nedenleri nden bahsetmiş yazarımız. Doğal farklılıklar, Hz Osman ın katledilmesinden sonraki gelişmeler, dilbilimsel faktörler, hadis nakline ilişkin görüş ayrılıkları ve hüküm çıkarma ilkeleri ile kurallarına ilişkin faktörler alt başlığıyla ele alınan bölüm bize görüş ayrılıklarının esas nedenlerini ve ihtilafın anatomisini sunuyor. Dokuzuncu bölümün adını oluşturan Aydınlık Çağdan Sonra da yazarımız bölüme 'İslam Tarihinin dördüncü yüzyılında fıkıhta analitik düşünce (içtihat) sona erdi ve taklit gelişmeye başladı.' alıntısıyla giriş yapıyor ve ilk üç asırda oluşan düşünce dünyasının sönmeye başladığını iddia ediyor ve taklitlerle kısırlaştığını öne sürüyor. Günümüzdeki derin ihtilafların sebebini de ilk üç asırda olan içtihatlara körü körüne taklidin bir sonucu olarak görüyor. Son bölümde Çıkış Yolu nu anlatıyor yazarımız. 'Allah ın Müslümanlar a, Kuran ın zikrini kolaylaştırmasına ve yüce Peygamber in sünnetini araştırmak için bol kaynaklar ihsan etmesine karşın, bu kaynaklardan hüküm çıkarmaya yönelik bireysel girişimlerin yolu tuzaklarla doludur ve bunlara ihtiyatla yaklaşılmalıdır. ' s.147 cümlesiyle bölüme muazzam bir girişte bulunuyor. İslami bilginin derinliğine nüfuz edememiş insanların hüküm çıkarmasının tehlikesinden bahsediyor. Bu alanda derinlemesine nufüz etmiş ilim sahibi insanların değişen koşullara ilişkin içtihad yapmaları gerektiği savında bulunuyor ancak farklı çıkan fetvalarda asıl İslami tavrımız olan kardeşlik ve dayanışmayı elden bırakmamız gerektiğini vurguluyor. "Her şeyden önce hem gizli hem de açık olarak takvayı korumamız ve hem uzlaşmalarımızda hem de ihtilaflarımızda O nun rızasını istememiz şarttır. İslam anlayışımızı detinleştirme, kişisel kaprisler ve olumsuz etkilerden kurtarma kararlılığına ihtiyacımız vardır. Bu etkilerin bizi tuzağa nasıl düşürdüğünü görmemiz ve bizi tuzağa nasıl düşürdüğünü görmemiz gerekmektedir. " s.154 Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız. Ali İmran :103
İhtilaf
İhtilafTaha Cabir Alvani · Mahya Yayıncılık · 201214 okunma
·
1.253 görüntüleme
Elif okurunun profil resmi
İncelemelerini daha sık görmemiz gerekiyor. Yüreğine ve kalemine sağlık güzel bir inceleme okuttun. :)
SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN okurunun profil resmi
Bu incelemeyi bile yazmam 3 4 saat sürdü, vaktim olmuyor maalesef ya da üşeniyorum :) genelde hiç incelemesi olmayan kitaplara yöneliyorum :)
Bu yorum görüntülenemiyor
uçuşan bir kağıt parçası okurunun profil resmi
Doyurucu bir inceleme olmuş, ellerinize sağlık. Eklendi ✅
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.