Gönderi

224 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
#magdaszabo çağdaş #macaredebiyatı içinde en bilinen kadın yazarlardan. Latin ve Macar edebiyatı mezunu olan yazar, aynı zamanda şair, çevirmen, öğretmen ve devlet memuru. II. Dünya Savaşı sırasında yazdığı siyasi yazılardan dolayı; ülkesinde kara listeye alınmış, film ve sinema uzmanı olarak çalıştığı bakanlık görevinden atılmış, ödülü geri alınarak kitaplarının basımı durdurulmuş. Ancak; 42 dile çevrilen eserleri ile ulusal ve uluslararası çok sayıda ödülün de sahibi olmuş. Daha çok postmodern anlatıyı benimsemiş. Baş yapıtı olarak görülen eseri; “Kapı”. Kitabın orijinal adı #Pilatus , dilimize çevrilirken #IzanınŞarkısı olarak değiştirilmiş. Pilatus, İsa’yı yargılayarak çarmıha gerilme kararını vermek zorunda kalan Roma valisinin adı. Iza’nın küçükken dinlediği ve asla tekrar duymak istemediği, zavallı bir kızı anlatan bir şarkının; Iza’yı güçlü ve idealist bir karaktere dönüştürdüğüne inanıldığı için kitaba bu isim verilmiş olabilir. #izanınşarkısı tanrısal bakış açısı ve yalın bir üslupla yazılmış dramatik bir roman. Zaman zaman karakterlerin kendi iç sesleri ile hikayeye dahil edilmesi ve geriye dönüşlerle metin zenginleştirilmiş. Romanın kurgusu modern-geleneksel çatışmaları arasında kalan anne-kız ilişkisi, yaşlılık, yalnızlık, yabancılaşma ve empati izlekleri üzerine kurulmuş. Yazar varoluş felsefesini de kurguya ustalıkla yerleştirmiş. Yazar kendini modern hayatın koşuşturmasına kaptırmış toplumun kolektif bilinçaltını uyandırarak manevi değerleri hatırlatmayı amaçlamış. Bu yüzden okurun kendi hayatını gözden geçirmesine sebep olarak okurunu derin sorgulamalara iten bir kurgu ortaya konmuş. Yazarın; aktif bir politik yaşam sürmesi sebebiyle romanda komünizme de gönderme olduğu düşünülüyor. Yazar, ödülünü geri alan, kitaplarının basımını durduran kominist hükümete karşı; köklere, bağlara ve anılara değer vermeyen Iza karakterini sembolize ediyor. Ayrıca roman sonunda taşan kahvenin tekrarlanan “kırmızı” renginin de aynı amaçla kullanılan bir sembol olduğu görüşü mevcut. Roman “Toprak, Ateş, Su ve Hava” olmak üzere 4 bölüme ayrılmış. İlk çağlardan itibaren -Yunan filozoflarından Empedokles’in ilk kez ortaya attığı fikirle- evrendeki her şeyin ateş, hava, su ve toprak olmak üzere 4 temel elementten oluştuğuna inanılmıştır ve bu dört element mit ve inanışlara göre farklı kavramları da sembolize etmiştir. Yazar da bu element başlıklarıyla oluşturduğu bölümleri, içerikleri ile ilişkilendirmiş: “Toprak” bölümünde “yaratılış”ı sembolize edişiyle kitabın kahramanlarının bağlarını öğreniyoruz; “Ateş” bölümünde anne-kız ilişkisinin “yıkım”ını, “Su” bölümünde Etelka’nın (Anne) kasabasına dönerek “şifa” bulmasını ve “Hava” bölümünün ise “hayat nefesi”ni sembolize ettiğini görüyoruz. 2020 Macar yapımı, 6 ödüllü “Plate” adında kitaptan uyarlama bir film de mevcut. Konusu (Spoiler): Etelka bizim kültürümüzden de yakından bildiğimiz fedakar bir anne tiplemesi; kendi için var olamayan, hayatını hep başkalarının konforu için sürdüren, edilgen karakterli, taşralı bir kadın. Kızı Iza ise her zaman güçlü rolü oynayan, akılcı, yeri geldiğinde duygularını ilaç içerek bastıran, özünde mutlu olmayan, görevlerini yerine getirmeye çalışan başarılı ve idealist bir doktor. Anne de kızı da çevresindeki insanları mutlu etmek istiyor ama empati yeteneklerinden yoksun oldukları için sadece kendi bildikleri ve doğru olduğuna inandıkları şekilde, yakınlarının duygu ve beklentilerini hesaba katmadan. Babanın ölümüyle Iza’nın eski olarak; Etelka’nın ise hatıralar olarak gördüğü eşyalar taşra evinde bırakılıyor. Ev, eşyalarıyla birlikte -hatıraları kısmen de olsa yaşatmak isteyen ve Iza’nın kendisini neden terkettiğini bir türlü anlayamadığı- eski damat Andal’a satılıyor. Iza annesini alarak büyükşehirde modern bir hayat sürdüğü evine getiriyor ve kendi konforuna göre kurduğu yaşamın bozulmasına izin vermeden, annesini de rahat ettirdiğine inanarak onunla birlikte yaşamak istiyor. Başlangıçta yalnız kalmayacağı ve biricik kızıyla birlikte yaşayacağı için mutlu olan Etelka, gelişen teknolojiye ve kızının modern dünyasına ayak uyduramıyor; kendi bildiği şekilde kızına hizmet ederek onu mutlu etmek istiyor. Fakat Iza sınırlarından ödün vermeyince Etelka’yı yalnızlığa sürüklüyor ve “hiçlik” duygusu ile karşılaşmasına sebep oluyor. Etelka, -aynı zamanda sanayileşmenin temsilcisi olan- trenlerden hiç hoşlanmamasına rağmen bütün gün evden ve Iza’nın düzeninden uzaklaşmak için trene biniyor. Sonuç olarak Iza, sebebini bir türlü anlayamasa da bütün sevdikleri tarafından terk ediliyor, buna yazar sevgilisi Domokos da dahil.
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20203,542 okunma
·
166 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.