Felsefirastyon: "Prizma": Prizma Adams, Wright ve Lohr’un yaptığı araştırmalara göre eşcinsel ilişkilere en çok tepki gösteren insanlar, içlerinde gizli bir eşcinsel eğilim barındıran insanlardır. Araştırmanın detayları kısaca şöyle. Bir grup insana bazı testler uygulanıyor. Bu insanlar homofobik ve homofobik olmamak üzere iki gruba ayrılıyor. Daha sonra bu insanlara eşcinsel... - 1000Kitap

Adams, Wright ve Lohr’un yaptığı araştırmalara göre eşcinsel ilişkilere en çok tepki gösteren insanlar, içlerinde gizli bir eşcinsel eğilim barındıran insanlardır. Araştırmanın detayları kısaca şöyle. Bir grup insana bazı testler uygulanıyor. Bu insanlar homofobik ve homofobik olmamak üzere iki gruba ayrılıyor. Daha sonra bu insanlara eşcinsel ilişkiler içeren videolar izlettiriliyor. Ve ilginçtir bu videolardan fizyolojik olarak en çok uyarılan insanlar, homofobik gruptan çıkıyor. Bu araştırma belki de homofobiye dair sıra dışı bir dipnottur. Öte taraftan bugün söz eşcinsellerden açılınca dünyada iki farklı kutup göze çarpıyor. Bir taraf bunların kendilerini ifade etmesine bile tahammül edemezken diğer taraf ise bunların evlat edinme haklarını bile savunuyor. Bence her iki yaklaşım da absürttür. Herhangi bir insan kendi cinsel kimliğini istediği şekilde ifade edebilir. Bu gayet doğaldır. Öte taraftan bir eşcinselin evlat edinmeye çalışması doğal değildir ve bir insana doğasında olmayan bir şeyi hak olarak veremezsin... Konuya eşcinselliğin evrimiyle devam edecek olursak bugün eşcinselliğin genetik olup olmadığı tartışılıyor. Eğer genetikse, eşcinsellerin üreyemediği ve bu genlerin niçin elenmediği soruluyor! Öncelikle şunu belirteyim, bugün evli olup da eşcinsel eğilim gösteren insanların sayısı, bekâr eşcinsellerin sayısından daha fazladır. Yani biseksüellik tartışmadan muaf tutulduğu için böyle bir soru işareti oluşuyor. Söz konusu şey cinsel tercihler olunca insanlar siyah, beyaz diye ikiye ayrılmazlar. Arada griler de vardır. Ve bu griler eşcinsel genleri bir sonraki nesle taşıyan faktörlerden biri olabilir. Hatta böyle bir gen varsa bile bu gen aktif edilmedikçe faaliyete geçmiyor da olabilir. Mesela bazı balıklar çift cinsiyetlidir. Bu balıklar kendilerinden daha zayıf bir balık görünce erkekleşirler, kendilerinden daha güçlü bir balık görünce de dişileşirler. Yani insanlarda da böyle bir gen varsa bu gen sadece belli koşullarda aktifleşiyor olabilir. Konuya dair son sözü eşcinselliğin psikanalitiğine dair spekülatif bir yorumla kapatmak istiyorum. Bence herhangi bir kadının, kadınsı özellikleri ağır basan erkeklere ilgi duyması o kadının içinde gizli bir eşcinsel eğilim olduğunu gösterir. Aynı şekilde herhangi bir erkeğin, erkeksi özellikleri ağır basan bir kadına ilgi duyması, o erkeğin içinde gizli bir eşcinsel eğilim olduğunu gösterir!(Felsefirastyon 2-Sayfa:124)

Felsefirastyon - 2

··1 alıntı·

49,5bin görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Geri 1

14 öğeden 11 ile 14 arasındakiler gösteriliyor.

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Felsefirastyon