Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

309 syf.
6/10 puan verdi
Joseph Conrad ~CASUS~
Bu kitap öncelikle roman görünümlü bir şiir kitabı. Böyle olunca nefret ediyorum işte. Bir sürü kitaba 8 yıldız verdim, peki ben şimdi bu kitaba kaç yıldız vereceğim? Bu kitap hepsinden daha güzel. Hiç bu kadar dolu bir kitap okumamıştım. Yani Dosto Baba kusura bakmasında bu kitap bir acaip. Bir kere dedim ya şiir gibi. O kadar güzel okunuyor ki. Yani buram buram edebiyat kokuyor. Üslup bir harika. Sanki kalemle yazılmamış, adeta eline çekici, murcu almış koca bir kayayı heykeltıraş gibi kıra döve yazmış bu kitabı Joseph Conrad. Tabi bu aynı zamanda bilimsel bir yayın da desek hiç mi hiç sırıtmaz, zira dünyayı yöneten sistemin nasıl bir sistem olduğu, çarkların nasıl döndüğü ve sistemin dışına nasıl çıkılamadığını da anlatan bir eser. Kasa her zaman kazanır ve onun aksine yapılan her eylem onu daha da güçlendirir ve daha da kötüsü yaptığı işkenceleri masumlaştırır, öldürdüklerini ise katilleştirir. Kurgu muhteşem. Sol görüşülü bir çete var. Bir eylem peşinde. Amacı halkı bazı konulara uyandırmak. Eylem mekanını Greenwich Gözlem Evi olarak seçiyorlar. (Neden onca mabed varken bu bilim yuvasını tercih ediyorlar, kitapta çok güzel anlatmış yazar.) Kimseyi öldürmemek kaydıyla eylem gerçekleştiriliyor ancak eylemde bir zihinsel engelli arkadaş hayatını kaybediyor. Ardından çete biraz karışıyor. Herkes kendini kurtarmaya çalışırken birbirlerini satmaya başlıyor. Bu sırada devleti temsil eden eden kurum, emniyette de işler karışıyor. Müfettişler de çıkar çatışmasına düşüyorlar ve başlarına buyruk hareket edip kendileri çözmeye çalışıyorlar davayı. Özetle diyor ki kitap; insan oğlu bencildir. Ve bu bir terci değildir. Solcu da olsan sağcıda olsan, dinci de olsan, dinsiz de olsan, büyükte olsan, küçükte olsan insanoğlıu bencildir arkadaş. Her durumda önce kendisini düşünür. Detaylandıradan önce karakterlere bakalım; Adolf Verloc: Bir kere şunu söyleyeyim, bu adı ilk okuduğumda şunu düşündüm. Yazar Conrad bir polonyalı.(kitabı ingilizce yazmış olsada) Ve bu karaktere Adolf ismini vermiş. Kesin Hitler'e bir atıf var. Verloc sol görüşlü bir örgütün maşası, işçisi. Örgüt yöneticileri bazı kararlar alıyorlar, finanasman ve ekipman sağlıyorlar. Ve nihayetinde verloc bu alınan kararlarn uygulayıcısı oluyor. Örneğin son eylemde Greenwich 'te bomba eylemini planlıyor. Örgütün kendisini çok önemli sayan, anlaşıldığı kadarıyla toplum sevdasını çoktan kaybetmiş, sadece kendi egosuna hizmet eden ve bunun içinde koca örgütü kullanan ve orda burda eylem kararı alan bir yöneticisi var; Vladmir. İşte bu Vladmir aynı zamanda terrorist olmadığı anlarda, büyük elçi gibi bir şey. Yani toplumunda en üst kademelerinde bir yerlerde. Kendisini beğenmiş, şımarık bir tip. Verloc'a tonal laf sayıyor ve eylemi hemen gerçekleştirmesini emrediyor. Böyle tepeden tepeden konuşup adamın canını sıkıyor. Winnie Verloc; Adolf'un eşi. Kocası, annesi ve zihinsel engelli kardeşiyle beraber yaşıyorlar. Şu Verloc'un eylemde bombayı taşıması için kullanacağı ve sonunda planlanmayan bir şekilde hayatını kaybedecek olan küçük erkek kardeş. Annesi ve kardeşi Winnie'nin herşeyi. Onlar için yaşıyor ve bu Verloc denen adama katlanıyor. Her ne kadar Adolf'ten nefret etsede onlar için bu adama katlanmak zorunda. Adolf aslında çalışkan, hırslı, içkisi kumarı olmayan evine eşine bağlı bir koca. Üstelik Winnie 'yi de çok seviyor. Ama soğuk biri. Pasif agrasif desek olur hani. Winnie sürekli ona hizmet ediyor. Kitapta çok kereler vurgulandığı üzre Winnie bir köle. Geyşa misali sadece hizmet ediyor. Duygularını evlendiği gün gömmüş derinlere. Hiç bir şey hissetmiyor. Gıkını çıkarmadan kocasına hizmet ediyor. Sadece kendisinden isteneni yapan bir robot köle. Örgüt yönetiminden azar işiten Adolf vakit geçirmeden eylem hazırlıklarına başlıyor. Ve Winnşe'nin kardeşine bombayı veriyor. Koca bombayı gidip gözlem evine bırakıp gelmesini istiyor ve detayları oldukça açık bir şekilde tarif ediyor. Ancak çocuk zihinsel engelli ve daha gözlem evinin önünde ki parkta ilerlerken ayağı takılıyor ve bombayla beraber havaya uçuyor. Winnie'nin hayatını adadığı kardeşi kocası olacak salak yüzünden ölüyor. Üstelik Adolf sanki hiç suçu yokmuş gibi karısına gidip -Hadi amaaa ağlama şimdi. Üzme tatlı canını gel bakayım yanıma diyor. Winnie'den yıllarca hiç tepki görmeyen Adolf yine tepki görmeyeceğini sanıyor ancak bu sefer öyle olmuyor ve Winnie eline geçirdiği bıçağı sokuveriyor Adolf domuzunun kalbine. Final ise şöyle. Cinayet gecesi Winnie dışarı çıkıyor ve örgüt üyelerinden Ossiponla karşılaşıyor. Ona kocasını öldürdüğünü ve kendisini kaçırması gerektiğini, kocasını bütün parasının kendi cebinde olduğunu söylüyor. Ossipon ise yıllardır ona aşık olduğunu ve Adolf yüzünden bir türlü açılamadığını... en sonunda 'solcu' Ossipon paraları alıp kaçıyor, Winnie ise.... söylemiceeeeemmm:) Sonunda Ossiponla bir dialog var ki ders niteliğinde. Hani system adta Ossipon'u alıyor karşısına ve diyor ki -Hani bana kızıyordun. Bak gördün mü? Fırsatını bulunca sen benden de beter davrandın. Sizin tek derdiniz sistemde yer edinebilmek. Sistemi asla yıkmak istemediniz. Tam tersine sistemin en büyük aşıkları sislersiniz. Yalnızca onu kimseyle paylaşmak istemiyorsunuz.
Casus
CasusJoseph Conrad · İş Bankası Kültür Yayınları · 20091,512 okunma
·
241 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.