Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Kitap başında ya da sonunda bolca övülen; New York Times, Daily Telegraph vb. yayınlanan yere göre sığdırılamayan kitaplar bir şüphe oluşturur genelde bende. Hele kapakta “Biraz Murakami, biraz Tom Robbins, biraz da Don Kişot” gibi bir yazı varsa (hepsini had safhada sevmeme rağmen) kaçmayı yeğlerim arkama bakmadan. “Ee, niye aldın o zaman bu kitabı?” diyeceksiniz, biliyorum. Geleneksel tutarsızlığımı göz ardı edersek, haberim yoktu diyebilirim belki. O dönem bolca Domingo kitabı aldım güncel yazarlardan ve çoğu pişman etmedi beni. Koltuk da bunun bir istisnası değil. (Bu arada o gazetelerin kitap eklerindeki eleştirmenlerin cümlelerini çalmaya başladığımı fak etmişsinizdir herhalde:) Ama uzun bir süre –belki de bahsettiğim nedenlerden dolayı- kütüphanemde saklı kaldı Koltuk. Kapağında bir koltuk üzerinde oturan üç tip ve bir gemi çizimi vardı. Arkasında üç kaybeden, kahramanın hikayesi, Tolkien, Piri Reis gibi başka çekici öğeler de vardı. Belki de ters tepen bu oldu, ya da bilmiyorum sadece bugüne kısmetmiş. Kitabın içeriği/yapısı vb. birçok şey hakkında bir şey ifade etmen bu girişten sonra yazara değineyim bir de. Benjamin Prozybak (son sayfaya koyduğu resmin de hafiften çağrıştırdığı üzere) gayet ilginç bir kişilik. İnternet üzerinde oldukça aktif, bir çok ilginç sitesi var (ya da varmış 2010’da) Sakız makineleri tarafından dağıtılan bir dergi, pedometre manyakları (pefofil değil sadece yürüyüş hastaları:) için bir topluluk uygulaması, Kara Büyü Sigorta Acentesi adında bir hazine avı projesi gibi çalışmaları var. Koltuk da kendisinin ilk – ve tek- kitabı. Kitaba geçelim (nihayet). “Quest” kelimesi çocukluktan beri karşıma epey çıkan bir kelime. 80-90’ların bilgisayar oyunlarının hemen hemen yarısı Quest’le biterdi. Türkçesi – şu aralar- arayış gibi görünse de, yolculuk/macera/görev gibi kelimelerinin hepsinden bir şeyler olduğunu düşünüyorum ben hala içinde. İşte bu kitap da bir nevi Quest bence. Üç silahşörlerimiz var başta, kitaba göre üç kaybeden, aynı evde kalan ve birbirini fazla tanımayan 3 aykırı karakter. Kitabın (yüzde doksan beşinin) anlatıcısı ve haliyle diğerlerinin önüne çıkan Thom var başta. 2000’li yıllarda görmeye bolca alıştığımız asosyal bilgisayar kurdu, kendisi aynı zamanda grubun koca adamı. Sonra Erik var küçük dolandırıcılıkların adamı. Ve evin ilk kiracısı, garip, kafası dumanlı (kahin) Tree. Yüzüklerin Efendisi gibi bir yolculuk planlıyor bu üçlümüz için Parzybok. Bu “quest” biraz daha kısıtlı evet, ama bu seferki emanet biraz daha büyük. Evet, kitaba adını veren o üçlü koltuk, D’artagnan kadar ön planda olmasa da maceranın 4.elementi. Fazla spoiler vermeden bitirmem gerekirse bu dört yolcu bir şekilde gizemli, eğlenceli, zorlu, tehlikeli ve haliyle ağır bir yolculuğa çıkıyorlar evlerini su basınca. Açıkçası Koltuk deyince böyle bir kitapla karşılaşacağımı tahmin etmemiştim ben, yani haliyle gizemli, doğaüstü vb. şeyler umuyordum ama arayış/yolculuk/questvari bir kitap, yani hangi manyak bir koltuğu taşıtıp bundan okunur bir kitap yazmak ister ki. Oldu olacak perde takma kitabı yazsaydınız, diyebilirdim tabii. Ama hayat kısa, çok fazla kitap var. Ve bu da güzel bir hayalgücünün çizdiği zevkli bir eser. (Biraz da epik:) Netflix’in sulu macera film/dizilerindense Koltuk’u tercih ederim ben, hem üstünde sızılabiliyor en azından. Kitabı bir yerlerden bulabilen (evet çok fazla kitap var ve birçoğu tekrar basılmıyor) ve bir şekilde macerayı seven herkese iyi okumalar şimdiden.
Koltuk
KoltukBenjamin Parzybok · Domingo Yayınevi · 201171 okunma
··
3.507 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.