Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Cinayetin canavar tahumu, öldürmeyi düşünsel düzlemde onaylamaktan doğar. Fransız devrimcilerinin kabahati kandan değil, kanlı sözlerden sarhoş olmalarıdır; Halkı coşturmak ve kendi kendilerine ne denli radikal olduklarını belgelemek üzere kan damlayan bir jargon yaratmış ve sürekli hainlere, darağaçlarına dair fanteziler üretme budalalığına düşmüşlerdir. Ama halk kendinden geçip sarhoş olunca, tahrik edici bu boş sözlerin etkisine kapılıp "lazımdır" diye ilan edilen "sert önlemler"i gerçekten talep edince liderlerin direnecek cesareti olmamıştır: Giyotin hakkındaki konuşmalarının yalan olarak addedilmemesi için birilerini giyotine göndermek zorundadırlar. Eylemleri kaçınılmaz olarak o çılgın sözlerinin peşinden gitmelidir; kimse halk hatırına başlatılan bu kovalamacada diğerlerinin gerisinde kalmayı göze alamadığı için dehşetengiz bir yarıştır başlar. Yerçekiminin karşı konulmaz kuvveti misali bir idam, bir diğerini getirir peşinden: Kan damlayan sözlerle başlayan kumar oyunu gitgide vahşileşerek bir kelle yarışına varır; binlerce insanın bu şekilde kurban einsanın, zevkten de değildir ihtirastan da; hele kararlılıktan hiç değildir; sadece politikacıların kararsızlığındandır, partililerin halka karşı duracak yürekliliği göstermemelerindendir: Yani korkaklıktandır. Yazık ki dünya tarihi çoğunlukla tasvir edildiği gibi sadece insan cesaretinin değil, insan korkaklığının da tarihidir; politika, inanılmak istendiği gibi salt kamusal kanaatin yönetilmesi değil, liderlerinin kendi yarattıkları ve etkiledikleri iradeye köle gibi boyun eğmeleridir.
Sayfa 58 - Can Yayınları
·
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.