Abdulkadir akyol: Ve Şeyh hazretleri şöyle buyurdu: 'Bu gün tarikattaki halifeler ve en üstün dervişler eğer biz onlara hakiki müridler olarak itibar etmek istesek bu mümkün olmaz. Onlar geçmiş zamanlardaki müridlerin derecesine ulaşamazlar. Ne var ki, hamdolsun biz başkalarına nisbetle kat kat üstünüz. Ve buyurdular ki : ''Kamil-i mürşid,...

Ve Şeyh hazretleri şöyle buyurdu: 'Bu gün tarikattaki halifeler ve en üstün dervişler eğer biz onlara hakiki müridler olarak itibar etmek istesek bu mümkün olmaz. Onlar geçmiş zamanlardaki müridlerin derecesine ulaşamazlar. Ne var ki, hamdolsun biz başkalarına nisbetle kat kat üstünüz. Ve buyurdular ki : ''Kamil-i mürşid, müridlerinin hiç birini asla tarikattan kovmaz. Çünkü mürid evlat misalidir. Evlat her ne kadar babaya asilik etse de, yine o babanın oğludur. Baba bunu inkar edemez. Mürşid-i Kamil ile müridin durumu da aynıdır. Mürşid, müridini hatasından dolayı kovamaz. Çünkü o onun oğludur onu kovarsa olur ki daha kötü duruma ve isyana düşüp, Allah'ın yolundan sapabilir ve şöyle buyurur; 'Halifelerimden kim ki bir müridi kovarsa, ona kızarım ve onu bu hususta uyarırım. Çünkü müridi kovmak kamil mürşid alametlerinden değildir. Ancak şeyh hazretlerinin bu husustaki sözleri öyle bir kişi içindir ki, şayet kovulsa imanından olma ihtimali olup isyan ve inkara ihtimali olan kişiler içindir. Aksine ihtimal düşünülemez. Çünkü yolunu ve usulünü bilen derviş, Kuran ve Sünnetin yasaklarını çiğnemiş ise onu ıslah amaçlı elbette huzurdan kovulabilir, tıpkı en büyük mürşid Peygamber Efendimiz'in Tebük Seferi'ne çıktığında, sefere katılmayan Kab bin Malik hazretlerini cezalandırması gibi onunla beraber sefere katılmayan iki sahabe daha vardı. Biri Mürare ibni REbi el Amri, diğer de Hilal ibni Ümeyye el Vakıfi sahabeyi Kiram onlar ile tam 50 gün konuşmadılar, verdikleri selamı almadılar. Hatta o en büyük mürşid Hazret Muhammed Aleyhisselam; ' Onlara kadınlarından ayrı durmalarını' emir buyurdu. Hadis, uzun kısaca olayı izah etmeye çalıştım. Tabi Allah (azze ve celle) ellinci gün tevbelerini kabul ediyor. Bir örnek daha verelim; Peygam efendimiz Hayber'e cihada gittiğinde, geriye nöbetçi olarak bıraktığı o güzide aşk şehidi Hazreti Salebe'yi defi hacet için çıkan bir kadına laf attığı ve kötü nazarla yüzüne baktığı için huzurdan kovması gibi tam bir hafta Hazreti Salebe feryadu figan gözyaşları içerisinde yalvarır yakarır. Bir haftanın akabinde Allah (azze ve celle) tevbesini kabul eder.

Sayfa 15Kitabı okudu