Gönderi

216 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Konu itibariyle çok kıymetli olup anlatım olarak çok büyük etkileyiciliği, aman aman bir performansı olmayan eserdir. Sanırım kitapta da bahsedilen bu İncil aslında Barnabas İncili’ne atıfta bulunuyor. Bunu göz önüne alarak okuduğumu belirteyim ben. Malumdur ki Barnaba, Hristiyanlığın ilk döneminin insanlarından ve havari olduğuna inanılan kişidir. Tabi çok eski kaynaklarda olmaması da düşündürücüdür. Sonradan yazılmış ve İslam’ı öne çıkaran bir İncil olarak dikkat çekicidir. Bilemiyoruz Vatikan kaynaklarında mı sonsuza kadar saklanacak yoksa böyle bir kitap yok da yüzyıllardır insanlar sadece arıyorlar mı? O yüzden detaylı bilgi ve okuma için iki yorum bırakıp geçeceğim, şöyle: islamansiklopedisi.org.tr/barnaba-incili tr.wikipedia.org/wiki/Barnabas_... Kitaba yeniden döndüğümüzde, yazarın yaşından çok kitabı olduğunu söylemiştik daha evvel. Yani bazı eserleri gerçek anlamda çok iyiyken bazıları da zayıf kalabiliyor. Ben bu kitabın çok kötü olduğunu düşünmesem de iyi kitaplarının tadını aldığım için buna da iyi diyemem. Diğer kitaplara hakaret olur zaten. Buradaki kurgu ve olay örgüsünün magazin kısmı resmen daha ağır basıyor ve bu durum açıkçası kurgunun önüne geçtiği için bana yetersiz geliyor. Oğuz adında bir MIT ajanının ölüme terk edilmesi, kurtarılması, Melis adındaki kadınla yakınlaşması, onu sürekli düşünmesi derken diğer yandan Süryanilerden kalma kayıp bir İncil ve bunun güç katacağı Ortodoks dünyası kurgusu var. Aynı zamanda yabancı istihbaratlar ile mücadele göze çarparken kendi içimizdeki devşirme veya çift taraflı çalışan ajanlar var, bunlara da gönderme yapmayı ihmal etmeyelim düşüncesini de görmezden gelmeyelim. Kayıp İncil aranırken de ‘Mor’ kısma azami dikkat! Bu kayıp ve bulunmaz eseri her satır okuduğumda aklıma Barnabas gelirken en azından fiziksel olarak var da bir yere saklanmış diye geçiştirmeyi de ihmal etmedim. Oğuz’un özellikle giriş kısmında yaşadıkları ve Melis adındaki kadınla diğer insanların arasındaki düşünceler oldukça ağırdı. Biraz ilerlese de hikâyeye kavuşsak, bakalım neler olacak düşüncesini atamadım içimden. Özellikle Melis’in de bir araştırma görevlisi olması ve gönüllü olarak MIT’e hizmet etmesini (en azından böyle yazılıyor) de Osman Aysu kitaplarının bir klişesi olarak kabul etmemiz gerekecek. Daha evvel karşımıza sıkça çıkan bu kurgu büyük ihtimalle sonraki kitaplarında da çıkacaktır kanımca. Burada da şaşırtmadım okurken başlarda. Diğer yandan ters köşe bir final oldu ki şaşırdım. Aşırı uzatılıp da bıktırmaması önemliydi ve öyle oldu. Hikâye zaten bu kadar ilerleyebilirdi ve ne olacaksa olsun da bir an evvel bitsin düşüncesinden evvel tamamlanması mühimdi. Ters köşe sonrası çok beğendiğimi belirtmeliyim. Diğer yandan da yoğun, yorgun bir dönemden geçiyorsanız; daha bilindik bir tabirle kafanız bu aralar çok dolu ve zihninizi yormayacak kitaplar bakıyorsanız bu kitap ideal bir tercih olabilir. Yorucu bir kitap olmadığını düşünürken aynı zamanda çabuk okunduğuna da inanıyorum. Okumak isteyenlere yardımcı olacağımı bir kere daha belirtir, hepimize iyi okumalar dilerim..
Kayıp İncil
Kayıp İncilOsman Aysu · İnkılap Kitabevi · 2010145 okunma
·
263 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.