Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ekonomi üzerine
Son bir ayda dört farklı semtte kurulan pazarları ve kurumsal kimliğe sahip marketlerin neredeyse tamamını gezdim. Fiyatları görmek, eski ile kıyaslamak için çeşitli notlar da aldım. Fiyatların hali içler acısı. Kontrolsüzce yapılan artışlar vatandaşı canından bezdiriyor. Mesela eskiden ekmek 1 buçuk 2 yılda bir yüzde 25-50 oranında zamlanırken şimdi 3-4 ayda bir fiyatlar artıyor. Bunun un fiyatı, yem fiyatı vs. gibi farklı şeylerle de ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Çünkü pek çok hizmet sektöründe de aynı durum söz konusu. İthalat gerektirmeyen, tamamen yerli ürünlerin bile dolar bahanesi ile fiyatlarının arttığını gördük. Bu artışların fırsatçılığa dönüştüğünü; virüs salgınında , depremde, yangında, selde görmedik mi? Kendi insanına karşı bu tavır içinde olan insanların amacı ne olabilir? Bizi bu hale getiren şey nedir? Geçen gün daha asgari ücretin artış haberi ile birlikte pek çok ürünün fiyatının da aynı dakikalarda arttığını gördük. Bu ticari ahlaka sığar mı ? Zor zamanlarda daha çok insani tavır sergilemek varken, bu zulme varan fırsatçılık neden? Bizi aldatanın bizden sayılmadığı bir inancı taşıyoruz. Beş vakit namaz da kılsa , kalbinin ak pak olduğunu da iddia etse kişi, Müslüman toplumu aldatıyorsa güvenilir bir kişi değildir... Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- buğday satan bir adama rastladı. Satıcıya: "Nasıl satıyorsun?" diye sordu. Adam da kendince anlattı. O esnada Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve selleme: "Elini onun (buğdayın) içine daldır!” diye vahy (işaret) edildi. Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem- de elini daldırdı ve buğdayın ıslak olduğunu gördü. Bunun üzerine, “İnsanların görmesi için ıslak olanı üst tarafına koysaydın ya! Aldatan bizden değildir.” buyurdu.(Müslim, İman, 164) Kişinin kısacık bir dünya hayatı için ebedi bir hayatı harap etmesi akıl kârı mıdır? Eskiden yoksul insanların ücretsiz almaları için kasalara bırakılan ezik, çürük domateslerin bile 5-6 liraya satıldığını gördüğümde derinden ürperdim. Bu pazar yerlerini teftiş edecek bir Hz. Ömer olsaydı böyle mi olurdu? Bu toplumda ekonomi ahlakı olsaydı; faiz, karaborsacılık, fırsatçılık gibi İslamın kebâir saydığı şeyler olmasaydı böyle mi olurdu ? İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü kitabında Üstad Sezai Karakoç şöyle der: ''İslamdan kopuldukça ekonomik düzen sarsılır, ekonomik düzen sarsıldıkça İslamdan kopulur. '' Yine ekonomi alanında çalışmalar yapan kıymetli Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu, İslâm ve Ekonomik Hayat kitabında şu müthiş tespiti yapıyor : " İslâm iktisadının uygulama ortamı ibadetlerin bile ticaret haline gelmesi değil, aksine ticaretin ibadet vasfı kazanabildiği bir ortamdır. " Bütün bu söylenenlerden sonra Aliya İzzetbegoviç'in sorduğu gibi sorabilir miyiz : ''İslam güzel de, Müslümanlar bunun neresinde?'' Son yıllarda zenginleri ultra zengin edip, fakirleri ise iyice fakirleştiren bir dönemden geçiyoruz. Belki tek varlığı bir lüks cep telefonu olan insanlara da bunun hesabını sormak yerine pazardan kaç poşetle çıkabildiğini sormak bize daha çok yakışmaz mı? Aslında yaşananları sadece politik görüp suçlayıcı olmak da yanlış. Bütün bu olanları yöneticilere, esnafa bağlamaktan ziyade, İsmet Özel gibi şunu söylemek daha mantıklıdır : '' Neyi Kaybettiğini Hatırla '' Bilmem hatırladık mı ?
·
361 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.