Gönderi

Uykumuzu aldık, uyandık gayrı Kurumuş ağaca yaş deme yahu! Ekmek kapısına dayandık gayrı Dolu kazanlara boş deme yahu. Gülmedik, siz gibi gözyaşı döktük Her insana aynı göz ile baktık Bizler her mevsimin kahrını çektik Yaz, bahar ayına kış deme yah Eski fener gibi döndürdün bizi Kızgın ateşlerde yandırdın bizi Yalan gemisine bindirdin bizi Hörgüçlü deveye kuş deme yahu Fakir, hasta gibi yürü gezerken Biri yaşar biri candan bezerken Allah, alnımıza yazı yazarken Bana kebap sana aş deme yahu Körler, neden bakanları hor görür Tabip, ilacını sağlama verir İşçi, işsiz kazma kürek boş durur Her tarafta dolu iş deme yahu Sen et yerken ben gözüne bakarım Duvar diplerinde boynum bükerim Aç kalırsam fırınları yıkarım Kendin yiyip bana oş deme yahu Bir gün silinecek gözümüzden toz Bize de gelecek bahar ile yaz Çekil önümüzden gideceğiz biz Yollarınız çamur, taş deme yahu Derdimin üstüne çok dert ekledin Hakkımızı kasalara yükledin Üzerime ağır yükler yükledin Sırtıma binip de çüş deme yahu Sen boşalttın ben ambarı doldurdum Sen dirilttin ben yalanı öldürdüm Sen düşürdün ben namusu kaldırdım Utanmadan bana puş deme yahu Biz güneşiz siz dağlarda karsınız Beş parmağın beşi bir mi dersiniz Bizler kazanırız sizler yersiniz Gören gözümüze şaş deme yahu Kulaklar unuttu yalan duymayı Açıklar istiyor urba giymeyi Hepimiz öğrendik sayı saymayı Bundan sonra dörde beş deme yahu Malımızla doldurdunuz çıkıyı Tokmaksız koydunuz bizim sokuyu Başladık almaya güzel kokuyu Kirli çöplüklere hoş deme yahu Gardaş'ın yüreği yokluktan dağlı Kollarımız çürük urganla bağlı Kimisi yavan yer kimisi yağlı Herkes birbirine eş deme yahu
Sayfa 196 - pusluKitabı okudu
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.