Uykumuzu aldık, uyandık gayrı Kurumuş ağaca yaş deme yahu! Ekmek kapısına dayandık gayrı Dolu kazanlara boş deme yahu.
Gülmedik, siz gibi gözyaşı döktük
Her insana aynı göz ile baktık Bizler her mevsimin kahrını çektik
Yaz, bahar ayına kış deme yah
Eski fener gibi döndürdün bizi Kızgın ateşlerde yandırdın bizi Yalan gemisine bindirdin bizi Hörgüçlü deveye kuş deme yahu
Fakir, hasta gibi yürü gezerken Biri yaşar biri candan bezerken Allah, alnımıza yazı yazarken Bana kebap sana aş deme yahu
Körler, neden bakanları hor görür Tabip, ilacını sağlama verir
İşçi, işsiz kazma kürek boş durur
Her tarafta dolu iş deme yahu
Sen et yerken ben gözüne bakarım
Duvar diplerinde boynum bükerim
Aç kalırsam fırınları yıkarım Kendin yiyip bana oş deme yahu
Bir gün silinecek gözümüzden toz
Bize de gelecek bahar ile yaz Çekil önümüzden gideceğiz biz
Yollarınız çamur, taş deme yahu
Derdimin üstüne çok dert ekledin
Hakkımızı kasalara yükledin Üzerime ağır yükler yükledin Sırtıma binip de çüş deme yahu
Sen boşalttın ben ambarı doldurdum
Sen dirilttin ben yalanı öldürdüm
Sen düşürdün ben namusu kaldırdım
Utanmadan bana puş deme yahu
Biz güneşiz siz dağlarda karsınız
Beş parmağın beşi bir mi dersiniz
Bizler kazanırız sizler yersiniz Gören gözümüze şaş deme yahu
Kulaklar unuttu yalan duymayı Açıklar istiyor urba giymeyi Hepimiz öğrendik sayı saymayı Bundan sonra dörde beş deme yahu
Malımızla doldurdunuz çıkıyı Tokmaksız koydunuz bizim sokuyu
Başladık almaya güzel kokuyu Kirli çöplüklere hoş deme yahu
Gardaş'ın yüreği yokluktan dağlı
Kollarımız çürük urganla bağlı Kimisi yavan yer kimisi yağlı Herkes birbirine eş deme yahu