Yalancı bir güneş, sabahı seriyor şehrin tenha sokaklarına. Kalbim kurumuş bir toprak gibi darmadağın. Korkular düşüyor kalabalığın fısıltılarına. Kırmızı pabuçların hatırına, fabrikalarda makinelerin ürküten kucağına düşüyor küçük kız çocukları.
İçli içli ağlıyor baba.
Yaşamak mı, bir kelebeğin kanatları aşkına?
Ya da ölmek mi, bir ceylanın gözleri uğruna?