Gönderi

353 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
1915 İstanbul doğumlu, kendisini ileri yaşından ötürü "dinozor" olarak tanımlayan İngiliz edebiyatı profesörünün otobiyografisi. Diğer tüm yaşıtlarının ölümü beklediği yaşta (82) otobiyografisini kaleme alan bir sosyalist yazar. Kendisi: "Eğitim alanında herkese eşit fırsatlar sağlanmadığını, bana verilen imkânlardan başkalarının yoksun kaldığını anladığım an, sosyalist oldum, yirmi yaşındaydım " der. Ve olayı şöyle anlatır: "Günün birinde trenle Anadolu'dan geçerken, lokomotif bir ara durakladı. Ve bir kulübenin önünde kendi yaşımda bir kız gördüm. Kız bir çeşit gururla başını kaldırmış, kayıtsız gözlerle trene bakıyordu. Neredeyse göz göze gelir gibi olduk bir saniye. İşte o sırada sanki şimşek çaktı kafamda. Ben kulübenin önündeki o kız olabilirdim; o kız da trende şimdi durduğum yerde olabilirdi diye düşündüm. ....... Benim ben olmam, yabancı diller bilmem, üniversite okumam, kültürlü sayılmam, kendi marifetim değil, bir rastlantının sonucuydu. " Yazarımız yukarıda söylediği eğitim vasıflarına sahip olması nasıl rastlantı derseniz? Gelim anlatayım : Dedesi aileden kalma büyük bir servete sahip olan, Büyükada'ya yerleşen ilk müslümanlardan. Bununla birlikte ileri görüşlü, 1890'larda kızını denize sokup yüzmesini isteyen. Kızını 16'sına basar basmaz "Artık büyüdün, Avrupa'yı görme zamanın geldi" diyerek onu Viyana'ya götüren, okula hiç göndememesine rağmen aklınıza gelecek her alanda kızına eğitim aldırmayı ihmal etmeyen biri (Fransızca, piyano çalma, Kuran'ı Kerim okuma, şiir, tiyatro, müzik....) Bu şekilde bir eğitim almış Şefika hanımın kızı, Galatasaray lisesine gitmiş, hukuk fakültesi mezunu olan Tahsin Nahit'in kızı Mina. ( Ne yazık ki babası 32 yaşında vefat ettiği için öz babasını hatırlamıyor.) Onu öz kızı gibi seven ona babalık eden dönemin yazarları ile aile dostu olmasını sağlayan Falih Rıfkı Atay'ın kızı Mina. Bizzat Atatürk'ü görüp yeniliklerine şahit olan bir Mina. Kendini dinozor olarak tanımlayan Mina Urgan kronolojik sıranın tersine bir otobiyografi yazmış. Bu otobiyografinin ilk kısmında yaşlılıktan ve kendi şahsi hayat görüşlerinden bahsediyor. Kitabın en çok hoşuma giden kısmı burasıydı diyebilirim. İkinci kısmında çocukluğundan, annesinden, öz babası gibi gördüğü Falih Rıfkı'dan, Mustafa Kemal Atatürk'ten bahsediyor. Ancak burada Atatürk'ten bahsederken baloda yaşanan durum bana biraz absürt geldi (?) Diğer kısımlarında gençliğinden, gençlik ve çocukluk yıllarında tanıdığı bir çok edebiyatçılardan ve çeşitli şahsiyetlerden : Halide Edip Adıvar, Necip Fazıl, Abidin Dino, Ahmet Haşim, Neyzen Tevfik... Kitabın bir kısmı siyasal başlıktan oluşmakta olup açıkçası siyasetten uzak bir kişi olarak beni bu kısım sıktı. Ancak kendisini sosyalist ve komünist olarak tanımlayan Mina'nın bu kısma otobiyografisinde yer vermemesi de eksik olurdu diye düşünüyorum. Son olarak size şunu söylemek istiyorum bu kitap bana iyi bir okurun hiçbir kişiliğe ve görüşe ön yargılı yaklaşmadan okuma yelpazesini genişletip hayata başka çerçevelerden de bakabileceğini gösterdi diyebilirim.
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 202211,5bin okunma
··
437 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.