Gönderi

Yazık sana! Kendi görüşüne güvenip, “Fakihlerin, âlimlerin yanında ne yapayım?” diyorsun. Sâdece mal kazanmak, yemek, içmek ve nikahlanmak için yaratıldığını zannediyorsun! Tevbe et ve ölüm sana gelip seni bu şerli amelinin üzerinde bulmadan önce dön. Hepiniz emir, nehiy ve kaderin getirdiğine sabretmekle sorumlusunuz. Halkın ve komşuların eziyetlerine sabredin. Zira sabırda çok hayır vardır. Sabırla yükümlüsünüz, kendinizden ve aile efradınızdan sorumlusunuz. Hz. Peygamber (SAV) şöyle buyurmuştur: “Hepiniz çobansınız ve güttüğünüzden sorumlusunuz!”[5] Kaderle gelen emre sabredin ki, “şakâvet” (mahrumluk) nimete dönüşsün. Sabır hayrın temelidir. Melekler belâya uğradılar; sabrettiler. Peygamberlerin (as) başına belâlar geldi; sabrettiler. Sâlih kullar belâya uğradılar; sabrettiler. Siz de onların izlerini takip edin ve onlar gibi sabredin. Kalp sağlam olursa, kendisine muhâlefet edene de muvâfakat edene de övene de zemmedene de verene de mâni olana da yakınlaşana da uzaklaşana da kabul edene de reddedene de aldırmaz. Çünkü sağlam bir kalp tevhid, tevekkül, yakîn, tevfik, ilim, îman ve kurbiyet dolar. Halkın âciz, zavallı ve fakir olduğunu görür. Buna karşılık onların ne büyüğüne ne de küçüğüne karşı tekebbür (kibir) eder. Kâfirlerle, münâfıklarla ve isyankârlarla karşılaştığında vahşî hayvanlar gibidir; sâlih, müttakî ve vera sâhibi kimseleri gördüğünde de tevâzu gösterir. Tıpkı Allah-ü Teâlâ’nın (cc) Kur’ân’da bu vasıftaki insanları zikrettiği şu âyetteki gibi: “Kâfirlere karşı sert, kendi aralarında ise merhametli.” (Feth S. A.29) Bu kul bu şekilde sapasağlam olursa, halkın akıl edebileceğinin ötesinde olur. O şu âyet tarafından zuhur eder: “O (cc) sizin bilmediğinizi yaratır.” (Nahl S. A.8.) İşte bütün bunlar tevhidin, ihlâsın ve sabrın meyveleridir. Hz. Peygamber (SAV) sabır ve sebat gösterince yedinci kat göğe yükselmiş, orada Rabbini (cc) görmüş ve O’na (cc) yapyakın olmuştur. Bu binâ, onun için ancak sabır temellerini sağlamlaştırdıktan sonra mümkün olmuştur. Hayrın tamamı sabrın ayakları altındadır. Bundan dolayıdır ki, Allah-ü Teâlâ (cc) şu âyeti tekitli ve tekrarlı bir şekilde inzal buyurmuştur: “Yâ eyyühellezîne âmenu’sbirû ve sâbirû ve râbitû vettekullâhe leallekküm tüflihûn.” (Âl-i İmrân S. A.200, (Ey îman edenler! Sabredin, sebat edin, kenetlenin, Allah'a (cc) karşı tavkâ sahibi olun ki, kurtuluşa eresiniz). Allah’ım (cc)’ Bizi söz ve fiil olarak, halvet veyâ celvet hâlinde, şeklen ve mâna olarak, bütün ahvâlimizde sabredenlerden ve sabredenlere uyanlardan eyle. “Bize dünyada da ahirette de güzellik ver ve cehennem azabından bizi koru.”
·
112 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.