Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bağnaz Sanat - II
Tolstoy - Sanat Nedir?
Sanat Nedir?
Sanat Nedir?
Uçsuz bucaksız sanat alanı içinde, yalnızca belli bir grup insana haz veren etkinlikler sanat olarak adlandırmaya başlandı. Bunun yarattığı ilk sonuç, o kendine özgü, sonsuz çeşitlilikte ve derinlikteki dinsel içeriğinden yoksun kalması. İkinci sonuç ise, tumturaklı ve belirsiz bir niteliğe bürünmesi oldu. Üçüncü sonuca gelince, sanatta içtenliğin sona ermesiydi bu, uyduruk ve ussal bir sanat söz konusuydu artık. İnsanların daha önce hiç yaşamadıkları duyguları yansıtan yapıtlar gerçek sanat yapıtıdır. +Peki ey Tolstoy diyorsun ki, özel olan fikri ve düşüncelerin oluşturduğu sanat yapıtları halkça anlaşılmayacağı için sanat değildir ama aynı zamanda daha önce hiç yaşanmamış bir duyguyu ortaya çıkaran kişinin sanat yaptığını ifade ediyorsun, peki halk bunu anlayacak mı? her cümlesiyle kendisiyle çelişen Tolstoy ile keşke o an Sokrates tartışsaydı. Şiirde her zaman gizem olmalıdır, edebiyatın amacı budur: Nesnelere yönelik imalarda bulunmak... bundan başka hiçbir amacı yoktur edebiyatın. (Jules Huret - Edebiyatta Evrim Araştırmaları syf. 60-61) + Bu açıklamaya ve anlaşılmazlığa olan hayranlığa sinir olan Tolstoy başka bir alıntıyla cevap verir: Yeni okulun inak (dogma, kalıp) düzeyine yükselttiği şu mahut belirsizlik kuramına bir nokta koymanın zamanı geldi artık'' (Gençler, Rene Doumic) (syf. 91) + Basit bir şekilde bakacak olsaydık, gizem denen kavramda güzelliği aramaz mıyız? Tanrı? en gizemlisi... ve de en güzeli. Yabancı adlı şiiri eleştirir: Baudelaire La soupe et les nuages Ozanın, sevdiği kadınca bile anlaşılmaz olduğunu anlatmak için yazmış sanki. +Amacı buyduysa ne güzel yazmış o zaman ozan... anlaşılma takıntısını anlamadım Tolstoy’un... tamamen sosyolojik açıdan halkın tarafını, çoğunluğun tarafını tutan, sürü lideri olmayı amaçlamış bir şekilde, bir müddet eserlere ve yazarlara da atıp tutmayı sürdürüyor böyle...) Sanat ne kadar özelleşirse, o kadar anlaşılmaz olur. +Ne kadar gizemli olursa da o kadar güzel olur... Bir şeyin basit olması ne zaman hoş görüldü ki bu dünya da. Din diye bahsettiği ve herkesçe anlaşıldığını ve basit bir şekilde insanları bağladığını savunuyorsun da dinin içerisindeki gizden hiç mi haberin yok, zaten din'i değerli kılan o giz serpintileri değil midir, Tanrının kendisinin varlığıyla bile yarattığı gizem değil midir? ''Ben yaratıyorum ve yaratımı anlıyorum; beni anlamayan varsa bu onun sorunu, oturup derdine yansın'' (syf. 109) + Gizem yaratanların cevabını böyle özetlemiş, bir sanatçı olarak ben de bu kavrama hem katılıyor hem de basitçe özetlenmiş bir gerçek olmasına üzüntü duydum. Oluşturduğumuz şeyler bir kategoriye giriyor. Zevklerin tartışılmaz olduğunu kitabın başlığına yerleştirmeliydin. İnsanlar o kadar basit yaratıklar değil, karmaşığız, bu karmaşa da kendi yolumuzu seçiyor ve bir alana yöneliyoruz. Oluşturduğum eser de ben mimarlığı ön plana çıkarıp vurguluyorsam, halk adamı sayılabilecek bir fırıncının onu anlamıyor olması evet onun sorunu. Onun kendi hayatında zevklerinin oluşturmuş olduğu tercihidir. Bu karmaşa da insanın belki de her şeyden haberdar olması gerektiğini savunabilir insan, fakat bu zor olanıdır. Bir insan hem tıp hem matematik hem de din ile içli dışlı olup sporla ilgilenmesi... sıradan ve çoğunluk olan ''sürü'' halk için zordur. Ama ''üst insan'' için bir amaç ve gayedir. Ve o ''üst insan'' cahil halkın yanında o sanat eserinden zevk alacak. Ve cahillik mutluluktur diyen halk da kendi cahilliğinden böyle bir kitapla teselli olacaktır ancak.
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi Zerdüşt
·
193 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.