Kadınlarımızın en büyük bölümü ise, ya ailelerindeki erkeklerin baskısı ya da çevrelerindeki dincilerin tehditleri nedeniyle tesettürlüdür ve İslami yaşam biçimine dışarıdan gelen baskılar nedeniyle zorunlu olarak uyum sağlamaya çalışmaktadır.
Bunlar bizim ülkemizde tesettüre giren ve İslami yaşam biçimine göre yaşamaya başlayan kadınlarla ilgili bazı gözlemlerimiz...
Geldiğimiz bu noktada hepimizin, bir din devletinde yaşam biçiminin nasıl olduğu gerçeğini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Suudi Arabistan'da, İran'da, Mısır'da, Cezayir'de, Sudan'da, Somali'de, Malezya'nın bir bölümünde insanlar nasıl yaşamaktadır? Önce bunları bilelim. Ondan sonra gerekiyorsa ülkemizdeki ana babaları uyaralım ve onlara soralım:
Kızınızın, bir adamın dördüncü karısı olmasını nasıl karşılarsınız? Siz, kızınızın, bir kentten ötekine seyahat etmesi gerektiğinde, tek başına otobüse bindirilmemesini, ancak kocasından alınan bir izin belgesiyle sizi görmeye gelebilmesini ister misiniz? Kızınız, baştan ayağa çarşaflara bürünmeye zorlandığı ve sizden bunun hesabını sorduğu zaman ona ne yanıt vereceksiniz? "Din adına oynanan bu oyunları göremediniz mi?" dediği zaman ona "bilemedim evladım" demeye diliniz varacak mı?
Kızınızın yükseköğrenim yapma veya istediği bir işte çalışma hakkı elinden alındığı zaman buna kalbiniz ve vicdanınız dayanacak mı?
Oğlunuzun, porno filmi seyrettiği, dans ettiği veya kız arkadaşına sarıldığı gerekçesiyle, ahlak polisleri tarafından kamçılanmasına içiniz razı olacak mı?
Siz kendiniz, oruç tutmadığınız veya içki içtiğiniz anlaşıldığı zaman, devletin polisi tarafından tartaklanmayı içinize sindirebilecek misiniz?
Siz, sokakta bir kadının saç teli göründüğü zaman, yüzüne kezzapların atıldığı, ama kapalı kapıların ardında her türlü yolsuzluğun yapıldığı bir ülkede yaşamak ister misiniz?
Sayfa 28Kitabı okudu
·
168 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.