Gönderi

Toplum sınıflaşması
Friedrich Engels toplumdaki sınıflaşmalar için şöyle der; Toplum şimdiye dek sınıf uzlaşmazlıkları içinde hareket ettiği için AHLAK daima bir sınıf ahlakı oldu; ya hakim sınıfın baskınlığını ve çıkarlarını doğrulamış yada ezilen sınıf yeterince güçlendiğinde, bu baskınlığa karşı isyanı ve ezilenlerin gelecek çıkarlarını temsil etmiştir. Kapitalizm sömürüsünü hızla gerçekleştirirken ona tepki olarak bir başka fikir ortaya çıktı. Sosyalizm.. Sosyalizm ilk ortaya çıktığında sanki işçilerin ve ezilenlerin haklarını müdafaa ediyormuş ve adaleti tesis etmeyi ilke ediniyormuş gibi gözükse de durum göründüğü gibi değildi. “İşçi hakları” sloganıyla ortaya çıkan bu akım, içinde var olduğu durumu kullanmaya çalışmış ancak ne yazık ki girdiği hiçbir ülkede varlığını uzun süre koruyamamıştır. Çünkü girdiği ülkelere söylemlerini götürememiş, zaten bozuk olan söylemleriyle de hareket edemediği için kısa zamanda çökmeye mahkûm olmuştur. Sosyalizm, kapitalizmin sömürü düzenine dayalı sistemini her ne kadar kullanmaya çalışıp, kapitalizm üzerinden varlığını sürdürmek istemişse de bunda muvaffak olamamıştır. Çünkü sosyalizmin kurtuluş reçetesi kapitalizminkinden pek de farklı değildir. Nasıl ki kapitalizm kadını fabrikada “köleliğe” itmiş ise, aynı şekilde sosyalizm de onu fabrikada “makine” haline getirmiştir. Sosyalizm ve kapitalizm arasında ki fark; kapitalizm de belli bir kesimin sömürüsü ve baskın gücü varken, sosyalizmde bu sömürü kişilerden alınıp devlete verilmek suretiyle sadece el değiştirir. İşçi yine işçidir! Kazanan ya bir avuç hissedar ya da devlettir, ezilen ve sömürülen her zaman halktır.
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.