Gönderi

·
Puan vermedi
Sen nasıl bir kitaptın Taras Bulba, sen nasıl bir karakterdin Taras ve sen nasıl bir yazardın Gogol? Gogol'ün toplum eleştirisinden zarar görmeye başlayıp kabuğuna çekildiği bir dönemde kendi öz kültürüne döndüğü bu eserini ilk başta sevmemeniz çok olası, hatta savaşı anlamsız bulan insanlardansanız muhtemelen bu kitabı savaş çığırtkanlığı olarak değerlendirip kapağını kapatacaksınız. Benim de içimden böyle yapmak geçmişti ama Gogol en sevdiğim yazarken bunu yapamazdım, devam ettim. Kitapta anlatılan Kazak halkı Kazakistan Türkleri değil, Slavların içinde savaşçılık özelliğiyle nam salmış bir halk. Öyle bir halk ki savaşsız geçen ömrü yaşamdan saymıyorlar. Üstelik ganimet ya da sınır genişletmek için değil, savaştan zevk aldıkları için savaşıyorlar. Bu yüzden olsa gerek Kazakların düşmanları hiç bitmiyor, aslında kitapta ne kadar Rus kahramanlığı vurgusu yapılsa da Kazaklar kendi içlerinde Ruslarla da anlaşamıyorlar. O nedenle kitaptaki genel olarak tüm Müslümanlara; özel olarak Türklere, Tatarlara, Yahudilere, Katoliklere ve Polonyalılara olan düşmanlık ne kadar rahatsız edici olsa da belli bir sayfadan sonra okur bu sert Kazak mizacına alışmaya başlıyor. Kitaba gelecek olursam. Başlarda Taras'ı anlamadım, iki genç oğlunu önlerinde güzel bir yaşam varken savaşta öldürmek isteyen bir baba. Onlara okuldaki bilgilerin işe yaramaz olduğunu söyleyen bir baba. Eşini senede birkaç gün gören onda da fırsat bulunca döven aşağılayan bir insan. "Allah'ım bu karakteri sevmek imkansız" diyordum. Peki ya Andrey... Benim güzel Andrey'im. Daha annesi doyamamışken onun güzel Kazak yüzüne, kalbindeki sevdayla ruhundan uzak o savaş alanında ne işi vardı? Nasıl da sevmiştim seni Andrey, her yaptığını nasıl da desteklemiştim. Birdenbire ne oldu, Gogol bize ne yaptı? Taras Bulba, Ostap... Kızdığım kim varsa birden onu anlamaya, ona saygı duymaya başladım. Gogol, yüz kırk sayfa boyunca nefret ettirdiği karakterler üzerinden öyle bir duygu değişimi yarattı ki içimde ne Andrey'in sevdasına anlayış ne de Taras'ın anlamsız arayışlarına öfke kalmadı. Gogol'e özel bir ilgisi olmayan okurlara önermem, savaştan haz etmeyen okurlar için 166 sayfalık eserin 140 sayfası zor gelebilir. Öte yandan içinde sevgi olmadığını sandığımız insanların gerçek sevgi için neler yapabileceğini gördüğümüz son sayfalar, sadece onlar için okunur mu? Kesinlikle okunur.
Taras Bulba
Taras BulbaNikolay Gogol · Can Yayınları · 20071,867 okunma
·
99 görüntüleme
Enis okurunun profil resmi
Andrey'e hain diyip dururlar, doğduğu topraklara ve mensubu olduğu millete hizmet etmemiştir, ihanet etmiştir derler. Ancak Andrey'e onun seçmediği özellikler için sorumluluk yüklemek de nedir? Kazak olmayı, Zaporojya safında savaşmayı, çocukluğuna veda etmeyi isteyip de dönen o değildi ki? İnsan, kendini oluşturduğu kadar vardır. Lermontov, İsmail Bey şiirinde tam da Andrey'in durumunu anlatmıştır: "Değerbilmez vatan için babam, En ufak sitemde bulunmadan, Canımızı feda etmemiz gerektiğine İnanıp, bunu ısrarla yinelese de: Bence vatan sevildiğin Ve inanıldığın yerdir senin!"
İrem okurunun profil resmi
Çok güzel bir yorum, şiir de çok güzeldi. Ben de Andrey'i vatanına ihanet eden anlamsız ve sığ bir karakter gibi göremiyorum. Hatta onun eserdeki işlevinin sevgisiz yetiştirilmek ile ilgili olduğunu düşünüyordum ama Gogol açısından Andrey'in durumunun tam olarak ne olduğundan da emin değilim. Eserin asıl dilinde Gogol, Andrey'i çok ağır konuşturuyor. Bundan dolayıdır ki bazı Rus kaynaklarında Andrey'in ölümü için ''hak ettiği cezayı aldı'' ifadesi bile geçiyor. Rus edebiyatının ona büyük bir kini var. Çeviride sanırım sözleri bu kadar ağır değildi. Belki de çeviri ile okuyanlar Andrey ile daha çok empati yapma şansını yakalıyor. Aslında bu da tam Gogol'e yakışan bir durum, yani anti karakter olarak oluşturmak istediği karakterin yanlışlıkla işlevinin dışında kahramanlaşması. Bu da yeni bir Gogol eseri konusu olabilirdi)) Yorum için teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.