Gönderi

575 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Fırtına ve Coşku'dan Sonra
Goethe'nin 18'inde başlayıp, 83 yaşında, ölümünden biraz önce tamamladığı, ömrünü verdiği eser. Birçok farklı yorumuyla Alman kültüründe ünlü olan Faust efsanesini, Goethe de kendi gözlerinden anlatıyor, kendi duygularını dışavuruyor. "Dehşet içinde uyanırım her sabah, Ağlamak gelir içimden, Düşündükçe günümü, Tek, evet tek bir isteğimi bile gerçekleştiremeyecek günü," Rönesans, matbaanın bulunuşu, Aydınlanma Çağı, Fırtına ve Coşku (Sturm und Drang) gibi gelişmelerle bilgiye erişen, aydınlanan, farkına varan insan evladı, yeni bir krizin eşiğindedir artık. Enformasyon içinde yolunu şaşırmıştır. Bunca bilgi, bunca çaba; onu dogmalarından, hurafelerden arındırmıştır, evet, ama onu hakikate ulaştırmaktan çok uzaktadır. Hakikat ne kelime, Faust'un deyişiyle: "İşte, ah! Felsefe, Hukuk ve tıp ve ne yazık ki bir de ilahiyat. Okudum ateşli bir gayretle. Ama zavallı bir acemiyim yine de, Eskisinden fazla bilgim yok neticede!" Hal böyle iken Faust, bu çıkmazın içine düşmüş, aydınlanmış, modern insanı temsil eder. Tıpkı Gılgamış efsanesi gibi, bu efsane de, bizi derinden sarsan bir takım duygularımıza tekabul eder. "Korkunç karmaşanın içinden Tatlı, bildik bir ses beni çektiyse, Çocuksu duyguların kalıntısını Mutlu anıların anısıyla aldattıysa, Lanet ediyorum öyleyse, ruhu Cezbeden, büyülerle saran Ve onu kamaştırıcı, yalan dolu gücüyle, Bu yas mağarasına süren her şeye!" Faust, hakikati, yani sonsuz olanı arzular. Bu arzu ile yanar tutuşur, eşyanın tabiatını öğrenmek ister. Bunca bilgi ile donatılmış, bunca çaba sarf etmiş Faust, yol alamamış olduğunu farkeder ve hakiki olanın ulaşılamazlığı karşısında tüm benlik kendini varoluşsal krizlere bırakır. Madem akıl ile çözülemezdir bu mesele, o zaman bırakmalı kendini güdülere! İşte tam bu esnada şeytanımız, Mefisto devreye girer. Faust'a aklını terk etmesini ve iradesini kendisine bırakmasını teklif eder. Bunun karşılığında zevk, sefa ve dünya onun hizmetinde olacaktır. Faust onca kafa karışıklığı ve krizin içinde zaten kendinden geçmiştir ve kendisini şeytana kolaylıkla teslim eder… "Koptu düşüncenin ipleri, Çoktandır nefret ediyorum bilgiden, Duyuların derinliğinde Kor gibi tutkularımızı dindirelim!" Önce kendini kaybetmeli, sonra kendini bulmalı. Önce kendinden geçmeli, boşlukta, tekinsizlikte süzülmeli, yoldan çıkmalı… sonra keşfetmeli yine o yolu. Mefisto: insan ruhunun flu alanı. Gelişmeler, değişimler onun dürtmesiyle olmuyor mu? Adem ile Havva'ya elmayı yedirten, öğrenme, bilme, görme, deneme iştahını bizde alevlendiren o değil mi? Nasıl yöneteceğiz bu varlığı, bizi şeytanlaştırmasına izin mi vereceğiz yoksa? Büyübozumunda, uyanışlarda, zordur yanlışı ve doğruyu seçmek… işte budur bahsetmeye çalıştığım fluluk: meçhuliyet. "Ah Tanrım! Sanat uzun, Oysa hayat kısa. Sürdürürken eleştirel çabalarımı Endişeleniyorum aklım ve ruhum için. Ne zormuş bulamamak Kaynağa giden yolu! Ve varamadan henüz yolun yarısına, Yok olup gider zavallı divane." Kendini zevk-ü sefaya bırakan Faust, salt hedonist duygularla iletişim kurmaya çalıştığı bir kızdan, Gretchen'den, çok etkilenir. O'na aşık olur ve o'na ilk attığı sefil bakıştan tiksinti duyar, utanır. O'na olan aşkıyla, yine tanrısal bir şeyler alevlenir vücudunda. Sonuçta, işte hakiki bir şey vardır sonunda! Girdiği günahlar yetmezmiş gibi, bir de dindar sevgilisini günahlar girdabına çeker Faust. Bu serüvenin sonunda, bu hakiki olanı bulma çabasında olan insan, ve bu uğurda yer yer kendini kaybetmiş olan insan, yine de hep iyi niyetini korumaya çalışan insan, Tanrı tarafından kabul edilir, affedilir… Ve tabi ki Faust'la birlikte, bizler de affediliriz. "Düşün, kavrayacaksın daha iyi: Renkli bir yansımadır yaşam." Nietzsche'nin hayranlığını kazanmaya mazhar olmuş, Puşkin tarafından bütün filozoflardan daha değerli görülmüş, birçokları için Alman edebiyatının başlangıcı olarak görülmüş bir deha: Johann Wolfgang Von Goethe. Bu eseriyle birlikte etkilediği düşünürleri ve sanatçıları verecek olsak listenin sonu gelmez. İki yüzyıldır insan evladını etkilemiş ve etkilemeye de devam eden, aydınlanma sonrası insanın ihtiyacına karşılık gelen, yeri doldurulamaz bir eser. Sevgili Goethe, elde değil, hayran oldum senin bilgeliğine ve duygusal hakimiyetine… ve bu ikisinin harikulade bileşimine ve dışavurum gücüne! Ömür boyu tekrar tekrar okunacak, eşle dostla analizleri yapılacak, bir şaheser. Keyifli okumalar.
Faust
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · Doğu Batı Yayınları · 202413,9bin okunma
166 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.