Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

184 syf.
·
Puan vermedi
İslam nedir ? sorusuna cevap olarak İman etmek ve iyi amel işlemektir. der Aliya İzzetbegoviç. İyi bir müslüman olmak, ibadetlerden önce gelir. Toplumumuzda maalesef yanlış ve yaygın olan bir anlayış hakimdir. Bir çok Müslüman, çevresine İslamın bize "iyi insan" olma ilkesinden önce ibadetleri dayatarak anlatması Kur'an'ı Kerim'in asıl vermek istediği mesajı geri plana atmaktadır. Kur'an'ın bize emrettiği pasif iyi olmak değil, aktif iyi olmaktır. Benim hiç bir zararım yok diyenle hep zararı olan insan aynıdır. Zira Pasif iyi aktif kötünün teşvikçisidir. Bu da şu demektir; pasif iyinin varlığı iyiliği çoğaltacağı yerde, dolaylı yoldan kötülüğü çoğaltmaktadır. Bunu önlemenin en iyi yolu pasif iyiyi aktif iyi haline getirmektir. Yani aktif iyi olan kimsenin İslam adına mücadele etmesi gerekir. Aliya İzzetbegoviç kitapta bir Fransız islamologun; İslamın 5 değil 6 şartı olduğunu iddia eder; ona göre İslam'ın 6. Şartı mücadeledir. Kuşkusuz Aliya İzzetbegoviç'in de dediği gibi müslümanlar İslam davetinde kadere boyun eğmek yerine dünyanın fethedilme ve değiştirme talebinin sesini duyduklarını açıkça ortaya koymuşlardır. Mücadele etmek yokluktan varlığa çıkmak demektir. Kâinatta Allah'ın iradesine kendini teslim etmeyen hiçbir varlık yoktur. Görünen varlıklar arasında iradesi kendisine teslim edilen yalnızca insandır. İnsanda iradesiyle teslim olduğu zaman adı müslüman olur. Aliya İzzetbegoviç'in kitapta ele aldığı müslümanların geri kalması sebebinin başlıca sorunu oluşturan en temel ilke Kur'an'ı anlamadığımızdan kaynaklanır. Kur'an adına mücadele ettiğimizi düşünüyoruz lakin yanılıyoruz. Eğer mevzu bahis olan peygamberin kendisi olsaydı, İslami mücadele olgusunu bağımsız bir mesele olarak tartışabilir ve değerlendirebilirdik. Fakat bugün peygamber yok ve bu değerler adına mecburen insanlar konuşmaktadırlar. İnsanların sözleri ise mutlak manada İslam’ın sözleri değildir, her davetçi kaçınılmaz olarak kendi anladığını ve yorumladığını anlatır. Bu durumda İslami mücadele derken, aslında İslam adına konuşan insanların mücadelesini konuşmuş ve tartışmış oluruz. Bizim yaptığımız şey sadece kuru gürültüden ibarettir. İcraat kısmına gelince kaçmayı tercih ediyoruz. Okumuyoruz, düşünmüyoruz, araştırmıyoruz ama her konuda bilgiliyiz zannediyoruz ve tevatürlerle yaşayıp gidiyoruz. 21. Yüzyılda İslam sancağını bizler daha ileriye götürmemiz gerekirken her geçen gün daha da geri gidiyoruz.. Kendine aydın diyen kesim karşısında ağzımızı açamayıp hakkımızı savunamıyoruz. Müslüman bir toplumda İslam yaygınlaşmak yerine dahada geri gidiyor. Sözde Müslüman çok! Özde İslamı yaşayan yok. İnsanlar ne kendilerini ne de yaratıcısını tanıyor. Müslümanlar mücadelesinden vazgeçmiş bir şekilde hayatlarına devam ediyor. Saadettin Ökten "Herkes tasavvufun meyvesini yemek istiyor ama kimse ağacını sulamak istemiyor" der. Kimse inanmaya çalışmıyor, inandırılmayı bekliyor. Lakin emek olmadan hiçbir şeyin karşılığı tatmin edici olmaz. İnanmayı beklemek, uzandığı yerden karnının doyacağını beklemek gibidir. Nefes aldığı her gün, rızık arar gibi inanmaktan nasibini aramalı insan. Eğer müslümansak yükseldikçe kibirimizin değil, teslimiyetimizin artması gerekir. Zira O’nun bilgisinin enginliğine şahit oldukça kendi acizliğimizi fark ederiz. Tabi bunun için O’nun bakmamızı istediği yerden bakmalıyız!
İslami Yeniden Doğuşun Sorunları
İslami Yeniden Doğuşun SorunlarıAliya İzzetbegoviç · Fide Yayınları · 20171,244 okunma
·
204 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.