Gönderi
Flaubert'i nasıl bilirsiniz? Hemen akıllara "Madam Bovary" üşüşüyor lakin bu metine hiçbir kitabında bu derece özen göstermediği kadar göstermiş. Böyle bir kitabı yazmak için "deli" olmalı insan diye mektubunda yer vermiş. Bununla da kalmayıp çok sevgili dostu Turgenyev'e "öyle yerlere götürecek bir kitap ki bir daha geri dönmeyeceğim" diye küçük bir söylevde bulunmuş. Peki ya sonra? Bu kitabı son nefesine kadar yazmış ama tam olarak bitirememiş. Niçin bu eseri bu kadar okunmamış? Zira bir Madam Bavory türevinde mi? Aynı tür değil dostlar ama emeği bana kalırsa daha çok olduğu için az okunması bir yerde üzücü bir durum.
İki yabancı ile açıyoruz sahnemizi, birbirinden olabildiğince zıt bu iki karakter günün birinde Bourdon Bulvarı civarında buldukları bankta oturmaya niyetlenirler. Lakin her ikiside bunu aynı anda yapamaya kalkışır. Şapkalarını çıkardıklarında birbirlerinin isimlerini görürler.
Pécuchet ve Bouvard meslektaş olduklarını fark etmişlerdir. Her ikiside bir metnin kopyalarını başka kağıtlara yazmaktadır. Her ikiside sıkıcı şehir hayatından bunlamış ve daha kırsal bölgede yaşamak ister. Ve bunu gerçekleştirmek için işe koyulurlar. Önce tarımcılıkta şanslarını denerler lakin bu pekte iyi gitmez. Yılmadan başka uğraşlar bulma çabasına girerler. Ve biz okurlarda aşktan, politikadan, arkeolojiden, felsefeden, kimyadan, edebiyattan, ölümden, müzikten, bilimden ve daha nice alanlardan okumaya başlarız.
Trajikomik bir başarısızlık yolcuğu bu iki karakterin yaşamıdır. Yazar döneminin tüm ünlü kalem tutan, özgürlük adında liderlik eden pek çok kişiye atıfta bulunurken bizler onun bu sancılı sürecini gözlemliyoruz. Tıpkı Flaubert'in "bilinmez bu yolculukta bir daha geri dönmeyeceğim" söylemi bizlerinde belki de dönemeyeceği bir yolculuk bu!
Bu metini #dunyaklasikleriokumakulübü @ipekdadakci öncülüğüyle okudum. Size tavsiyem geçikmeden okuyun.
#bilirbilmezler #bouvardetpécuchet #gustaveflaubert #canyayınları
·
749 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.