Herkes ruhunda kendi notasını çalar, kendi müziğini yapardı ya; o da sık sık kendini düşünürdü. Evrenin hangi şarkısında ses bulacaktı ve elle tutulması imkansız olan şu manevi boyuttaki yeri neydi? Kimdi; hangi ses, hangi notaydı? “Do” kadar ayağı yere basan, güçlü ama tekdüze miydi; yoksa “La” gibi dipsiz kuyulardan gökyüzüne doğru fırlayacak kadar azimli mi? Ya da belki “Re” idi. Sessizlikle bilenmiş bıçak misali keskin ve zayıflığını inkâr etmeyen insan tenindeki düşler kadar çıplak…