Gönderi

256 syf.
9/10 puan verdi
Biz Romanı ve Platon
İş Bankası Yayınlarından çıkan baskısında değerli tarih hocam Barış Zeren'in Rusça aslından çevirisiyle okurumuzla buluşan ve belli sansürlerden dolayı İngilizce çevirisi 1924'te New York'ta, ülkesinde ise ancak 1988'de Rus okurlara sunulan Zamyatin'in "Biz" romanı... Aldous Huxley ve George Orwell'a esin kaynağı bir kitap. Kahramanımız D-503 ve işleri ve düzeni rayından çıkartabilecek I-330. Diyalektiğin iki ucunda ama sentezlenmeye meyilli iki karakter. Devletin bakış açısı isimlerde kendini belli ediyor: Matematik... D-503 bize tuttuğu günlükle seslenmekte ve belki de bir nevi kendi iç sesini bulmaya çalışmakta. İktidar dili zihninde vuku bulan karakterimiz bir gemi mühendisi ve uzay gemisi "İntegral"in baş mühendisi. Kendi ağzıyla yaptığı insan betimlemeleri: Üçgen suratlar ve dikdörtgen vücutlar... Yuvarlak dudaklar... Betimlemeleri ve felsefesi "apaçıklık" kokan karakterimiz her düşüncesinde bu kelimeye fazlaca da kullanmaktan tereddüt ediyor. Diğer tarafta kesinlik arz eden ve kendine duvarlar ören matematiğin karşısında duvarın dışındaki "yabaniler". D-503 bize tarihsel bir bakış açısıyla eskilerde insan türünün arzu, istek, duyu ve duygularıyla yaptığı hataların artık toza karıştığını ve matematiksel bu politik sistemle Hegelci bakış açısıyle antitezi olmayan senteze ulaştığını aktarmakta. Platon felsefesini bilen okurlar Zamyatin'in distopik ülkesi ile bağlantıyı direkt farkedecektir. Platon'a göre değişenler yani duyular gerçek olamaz. Bu fani dünyada ne olursa olsun ayakta kalacak bir düzen varsa o da matematiktir... Ehh bize de ona akılla ulaşmaktan, aklı kutsamaktan başka bir şey düşmez... Gerisi boş, geçici. İşte size kitaptan bir alıntı: "İdeal (apaçık ki) hiçbir şeyin rastlantıya bağlantı olmadığı noktadır." Kitap boyunca D-503'ün devletsel bakış açısından ruhundaki düşüncelere/duygulara geçişini yavaş yavaş hissediyoruz. Nasıl mı? Tabii ki hesapları kitapları deviren I-330'e hissetmeye başladıkları ile... Matematiğin keskinliği kara kalem gibidir... Fakat duygular insan ruhunun en nadide köşelerine sızabilir ve size bol bilinmeyenli denklemler çıkartabilir. Hele bir de sevdiğiniz kişi tüm bu distopik devletin ördüğü duvarın ötesinde doğanın içindeyse. Belki de Zamyatin burada bize matematikle doğa, akıl ile duyular arasında Platon'un kurduğu ikiliğin sancılarını aktarmaktadır kimbilir... "Biz" romanı kesinlikle okunması gereken bir modern edebiyat klasiği... Çevirinin güzelliği ve Zamyatin'in dili sizi içine çekiyor, metaforları ise duygusal derinlikte, şiirsel olgunlukta ama kesinlikle boğucu değil. Bir alıntıyla örnekleyeyim: "Komşumdan bir kağıt rica ettim ve oraya bu son satırları yazdım... İçimden nokta bile koymak geldi, tıpkı eskilerin ölülerini gömdükleri çukurların başına haç koymaları gibi [...]" Beni en çok düşündüren ise kitabın sonundaki o vurucu cümle... Zamyatin'in eleştirisinin özü gibi. Hem de Platon'un özler (idealar) dünyasını kendi silahıyla vurmak gibi. Üstüne üstlük ruhla, sevgiyle olan bağımızın ölümünün başında bir haç koyulması gibi alelade olmayan bir noktayla bitirilen bir cümle. Tarih boyunca egemenliği mutlak noktasında olan "rasyonalizme" bir darbe sanki. Önem verilen şeyin aslında bizi sadece kazandırmaya yönlendirmesi... Fakat Zamyatin'in düşüncesini anlamak ve hissetmek için de tüm kitabı okumanız gereken derinlikte bir ifade.
Biz
BizYevgeni İvanoviç Zamyatin · İthaki Yayınları · 20209,4bin okunma
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.