"sen mektupları adalete yaz..."
"Sabahattin Ali sanki canilerin onu mezarsız bırakacaklarını çok önceden sezmiş gibi evrendeki mekanını belirlemişti çoktan ve demişti ki:
Bir gün kadrim bilinirse
İsmim ağza alınırsa,
Yerim soran bulunursa;
Benim meskenim dağlardır."
Türk Edebiyatında adını duyurmuş, geniş okur kitlesine sahip olan Sabahattin Ali...
Biricik Aliye'si, ruhu Filiz'i...
Tam bir kız babası...
En iyi romancılardan, öykücülerden...
Çoğumuz kitap okumaya başladığımızda ilk Sabahattin Ali'nin kitaplarına gitmişizdir. Stefan abimizden sonra tabiki :)
Kimimiz 
Kürk Mantolu Madonna kimimiz 
Kuyucaklı Yusuf
Hangisi olursa olsun hepimizin yolu Sabahattin Ali ile kesişmiştir.
Mektuplarına 
Canım Aliye, Ruhum Filiz ile başlamıştım. Gözlerim dola dola, içimde kelebekler uçuşarak okumuştum.
Bir insan ki ailesine bu kadar bağlı, böylesine sevgi dolu...
Daha geçenlerde de kızı Filiz'in babasını anlattığı bu güzel kitabı gördüm. En kısa zamanda da elime alıp okumak istedim.
Sabahattin Ali'nin hayatından tutun kitaplarına,
kitaplarından tutun sosyal yaşamına, ailesine ve ölümüne dair her şeyi görüyoruz bu kitapta.
İnce bir adam Sabahattin Ali, düşünceli, bilgi dolu, tam bir kitap kurdu,
naif bir adam Sabahattin ALİ...
Ölümü de bu inceliklerle olmadı ama...
Aynı yaşamı gibi acımadılar ona.
"Her şey düzelir, hele Filiz'im üzülmesin" diyen umutlu bir adama kıydılar...
"Sabahattin Ali'nin canını almak yetmedi, ölüsünü de
rahat bırakmadılar bu gözü dönmüş vampirler ve dünyada hiç iz bırakmasın diye kemiklerini bile yok ettiler."
Dünyanın neresinde olursanız olun aile kavramı altından, paradan, mücevherlerden değerli olmalıdır. Ve bunu ayakta tutmak için elimizden geleni yapmalıyız. Çünkü bizi yaşatan, bizi biz yapan ailedir.
Ve ne olursa olsun bir babanın yanı çocuğunun yanıdır. Çocuklarımızı nefessiz bırakmayalım...
··
386 views
Annelerimizi de unutmayalım tabi...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.