ayraç içinde sorular tutsak
-sesin de mi ?-
sorular sesle sorulur
sızılı sesin var ya hani
kalbe değen kuş sesin
o sesinle konuş benimle
sorularını sor
ben sesine bir damla
şarap ekleyeyim
sonra
süzüp sesini
içeyim
soruların kalsın
yanıtlanmasın
yanıtsız sorular çünkü kalbe değer
nasıl taşır ki hayat yanıtlanmış
soruların yükünü?
amansız vurkaççılardır
soru soranlar
zihnimizin ayıplarını
açık ederler
bizi utandırırlar
kül rengi dudaklarımızı ısırırız
sonra
tumturaklı bir yazıyla
kendi sürüngenliğimizin fermanını yazar
senin ülkenin
kapılarına asarız
‘şol aşk ülkesinin su semenderleri’
biz
sürüm sürüm sürünürüz
ışıltılı aklının kıyısında
sen sor
dile ve kork
ya yanıtı varsa?
Zuhal Sinanoğlu