Gönderi

64 syf.
5/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Eserde Osmanlı döneminde yaşanan lezbiyen ilişkiler üç kadın üzerinden anlatılıyor. Tarihe ilgili olmayan okurlar kitabı okuduklarında şaşırabilir çünkü Osmanlı ve kadın denildiğinde insanların aklına pencere ardında gizli gizli geçen hapis içinde bir ömür geliyor ama tarih seven okurlar bilir ki aslında Osmanlı'da kadın kendi dünyasında kendi kuralları olan bir yaşayış içindedir. Eserin genel olarak kadın yaşamının düzenini göstermesini sevdim, ilişkiler ve anlatım ise pek ilgimi çekmedi. Hamamcı Ülfet ifadesi hamam sefasına düşkün anlamında kullanılıyor, yine burada bahsedilen hamam lezbiyen kadınların belli işaretlerle anlaştığı, kendi içlerinde yaptıkları bir hamam buluşması gibi bir şey. Kitabın sevmediğim yönüne ilişkiler demiştim çünkü Ülfet'in annesinin sevgilisinin aynı zamanda Ülfet'e de aşık olması; bu çarpık ilişki düzeni gerçekten sevimsizdi. Aynı eğilimdeki insanların birbiriyle buluşma düzenleri, kullandıkları işaretler, onlara şahit olanların düşünceleri ve bu yolda dağıtılan ziynetler üç kişi üzerinden verilmeden de anlatılabilirdi. Yazarın anlatımını başlarda sevdim çünkü bana Gogol'ü anımsattı ama sonra hem ondan uzak olduğunu gördüm hem de bazı söz oyunlarının tekrarlanması bana gereksiz geldi. ''Uzakta mavi bir dolap vardı, hayır mavi değil kırmızıymış.'' Genelde bu tarz bir anlatım vardı. (Kitaptan alıntı değildir, örnek vermek için kullandım) Toparlamak gerekirse kurgudaki zayıflıktan ve yazarın anlatımına ısınamamaktan dolayı çok fazla puan kırdım ama Osmanlı'da sivil yaşamı merak eden okurların seçebileceği bir eser. Reşad Ekrem Koçu da bir eserinde erkek eşcinselliğine değinir, iç oğlancılık, hamam buluşmaları vs. bir bölümde bir karakter üzerinden anlatılır. Onu okurken durumun zorbalığından rahatsız olmuştum. Kimsesiz çocuklar hamamcılara satılır, zorla çalıştırılır, gitmek isteyene izin verilmez, kaçabilen bir tersaneye sığınır ama tecavüze uğrar çünkü daha önce hamamda çalıştığı bilinir. Bu eserde de Ülfet üzerinden aynı hissi yaşadım, Pakize'nin Ülfet'e yaklaşmasında bana göre bir zorbalık vardı. Osmanlı ve eşcinsellik konusu biraz hassas bir konu çünkü bir kesim teokrasi ile yönetilen bir devlette dini hükümlere aykırı bir yaşam olmayacağını anlatırken diğeri gerek Nedim'den gerek Çelebi'nin seyahat notlarından alıntı yaparak eşcinselliğin rahat işlediğini anlatır. Tanzimatla birlikte eşcinselliğin suç olmaktan çıkarıldığını biliyoruz ama geri kalan tüm notlar ve alıntılar her zaman iki taraflı ifadeye açıktır. Sonuçta tarihin özü de budur, ''Enderunlu Fazıl şiirinde eşcinselliği övmüş, demek ki bu durum Osmanlı için alışılmıştır'' demek hata olur, işin diğer yüzünde Fazıl düşüncelerinden dolayı saraydan uzaklaştırılmıştır ki o zaman bu da diğer iddiayı kanıtlar. Tarihin iki yönlülüğü hem kesin hem de genel konuşmayı engeller. o yüzden hem bu esere hem de bahsi geçen diğer eserlere toplumun her kesimini anlatıyor gözüyle bakmak hem tarihi hem de okuma zevkini zedeleyecektir. Tarihin bu tarz üstü kapalı konularında kesin bir savunucu olmaktansa bilgi sahibi olmanın daha doğru olacağını düşünüyorum, eser bu açıdan uygundu.
Hamamcı Ülfet
Hamamcı ÜlfetAhmet Rasim · Maviçatı Yayınları · 2007183 okunma
109 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.