Gönderi

235 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
Hınç/Resentiment
Scheler Nietzsche’nin Ahlakın Soykütüğü adlı yapıtında geliştirdiği “resentiment” kavramının ayrıntılı bir incelemesine girişiyor. Terim Fransızcadan alınmış ve hem Scheler hem de Nietzsche Almancadaki Groll(Hınç, kin) yerine “resentiment” olarak kullanmış. Scheler resentiment “zihnin kendini zehirlemesidir” diyor. Buna göre resentiment sadece insan doğasında normal olarak bulunan “intikam isteği, nefret, kötü niyetlilik, haset, kara çalma dürtüsü ve değersizleştirici kin” duygularının bastırılması değil buna bir de “iktidarsızlığın” eşlik etmesi sonrasında ortaya çıkar. Resentimente kapılmış insan özelliklerine bakılmaksızın herkesle bir eşitlik ister, kendisinden yukarıdakileri aşağı çekmeye çalışır ve aşağıdakileri de daha dibe bastırır. Bu insan kaçınılmaz olarak intikamcı, başkalarının mutsuzluğundan haz alan, her zaman için iktidarsız bir rekabet duygusu içindedir. Scheler resentimenti yeterince işledikten sonra onu Nietzsche’nin kullandığı “Hristiyan köle ahlakının resentiment yüklü olduğu” tezinden alıp baş aşağı çevirerek tam tersine modern insanın ve modern dünyanın “resentiment” yüklü bir insan topluluğu yarattığını iddia ediyor. Hristiyanlıktaki sevgi anlayışının aşağıdaki insana yöneldğini, zayıfı güçsüzü sevmeye yöneldiğini iddia ediyor ve modern anlayışın ise tam tersi olduğunu iddia ediyor. Bunu o kadar abartıyor ki aydınlanmacı filozofların neredeyse tamamının resentiment yüklü bir zihinle Hristiyanlıktan öç almak için fikirlerini geliştirdiğini iddia etmeye kadar vardırıyor iddialarını(dip notta gördüğüm kadarıyla bu aşırı fikirlerinin bazılarından daha sonra vazgeçmiş).
Hınç
HınçMax Scheler · Alfa Yayınları · 201563 okunma
·
279 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.