Gönderi

336 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Eşcinsellik hakkında ne düşünüyorsunuz? Ya da şöyle sorayım: Eşcinsellik kişinin özgür iradesi ile yaptığı bir seçim mi? Yoksa biyolojik bir yapısal durumla mı karşı karşıyayız? Eğer böyleyse kişi bu durumdan sorumlu tutulabilir mi? Bu bir suç mu? Mesela cinayetten daha mı ağır bir suçtur? Neden cinayet işleyenler çoğu durumda toplumdan saygı görürken eşcinseller dışlanır? Bir suç ise sorumlusu kim mağduru kimdir? Sizce eşcinsellik bulaşıcı mıdır? Yakınında bulunanları özendirir mi? Gerçekten özenilecek bir durum mu? Neden tüm dini ve toplumsal gruplar bu konuda çok katı ve acımasızlar. Kitaba dönecek olursak 19yy sonlarına doğru Macaristan’da hayatını bir erkek olarak sürdüren aristokrat bir kadının; yaşamı, aşk maceraları, coşkusu, hayal kırıklıkları, fiyaskoları ve cinsiyet meselesinin onun hayatını nasıl kabusa çevirdiğini anlatıyor. İlk defa Macar bir yazarın eserini okuyorum. Akıcı sade, ve oldukça zengin bir anlatım üslubu ve klasiklerde gördüğümüz bir duygu yoğunluğu ile keyifle okunan bir eserdir. Yazar romanda yukarıdaki soruları tüm yönleri ile ele almış, yer yer evrensel mesajlar vermiştir. Kitabın bence en can alıcı hayali diyaloğunu aşağıya aldım. Tavsiye ederim, keyifle okuyacaksınız. “Neden herkesi affediyorsunuz da sadece beni etmiyorsunuz?” diye bağırdım. “Sanki bencilce seven, bu dünyada bir tek ben miyim? Tüm gerçeği bir tek ben mi söylemedim? Siz benden daha ağır suç işleyenleri affetmeye hazırsınız. Ama sadece beni sizin dünyanızdan, insanların dünyasından sürüyorsunuz! Neden?” “Çünkü sen gerçekleri taşıyan o en güçlü direkleri anlamsız bir şekilde yıkmak istedin! Sana kalsa bundan sonra beyaza beyaz, siyaha siyah diyemezdik! Dünya tekrar tamamen bir kaosun içine düşerdi… Ya da sanki kötü bir büyü gibi, her şey bulutlar gibi değişken ve dayanıksız olurdu. Biz onlara bir isim bulana kadar bambaşka bir şekle girerdi. Bunlar hep senin gerçeğin örtüsünde bir delik açmandan dolayı meydana geliyor ve o deliklerden yavaş yavaş damlayarak her şeyin özü yok oluyor. Bir müddet sonra gerçek olmaktan çıkıyor, aynen senin gibi… Sen de gerçeklere karşı isyan ettiğin için yok oldun, çünkü doğduğun kişi değil başka biri olmak istedin! Kabul etmen lazım, seni kendinden korumak için ebedi sürgüne mahkum etmemiz gerekiyordu!”
VS - Ah, Arsız Ruhum
VS - Ah, Arsız RuhumZsuzsa Rakovszky · Yapı Kredi Yayınları · 201416 okunma
·
99 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.