Kitap, uzun zamandır okuma listemdeydi. sevgili dostum Şebnem bir anda kitaba sempati duyup başlayınca ben de elimdeki kitabı bitirir bitirmez kendimi Rüzgarın Gölgesi'ni kovalarken buldum. İspanya iç savaşından birkaç yıl sonra Barcelona'dayız. Babası, on yaşındaki Daniel Sempere'yi unutulmuş Kitaplar Mezarlığı adlı bir yere götürür ve buradan bir kitap seçerek o kitabın koruyucusu olmasını ister. Daniel, Rüzgarın Gölgesi adlı kitabı seçer. Kitabı bir gecede okuyup bitiren Daniel yazarı Julián Carax'ın bütün kitaplarını okuma arzusu duyar. Ancak Carax'ın diğer kitaplarına ulaşamaz. Dahası, gizemli bir yabancı, yazarın bütün kitaplarını yakarak yok etmeyi kafasına koymuştur... Roman, paralel olarak Daniel ve Carax'ın aşklarını, arayışlarını, bir şekilde birbirleriyle kesişen hayatlarını ele alıyor. Oldukça sürükleyici kurgusunun yanı sıra kitabın dili, karakterlerin birbiriyle kurduğu diyaloglar gerçekten çok başarılıydı. İç savaşın etkilerini de ince göndermelerle yansıtmış yazar. Yan karakterler bile çok sağlam bir şekilde kurgulanmış. Başta Fermin karakteri olmak üzere birçok karakter, tek başına bir romanın baş kahramanı olabilir. Bununla birlikte birçok okurun beğenisini kazanmış olan bu kitabı, abartıldığı kadar sevdiğimi söyleyemem. bazı rastlantısal durumlar yeşilçamı, pembe dizileri çağrıştırdı bana. Hele bir detay var ki yazar resmen dram, romantizm, gizem, suç, gerilim, azıcık da komedi var. Ehh bir tutam da trajedi ekleyeyim demiş resmen. Bence hikayeye hiçbir katkısı olmayan bir ayrıntıydı. Ayrıca kadının cinsel bir obje gibi görüldüğü çokça söylem ve tutum içermesi de beni biraz rahatsız etti. Fakat güçlü karakterleri ve merak uyandıran kurgusuyla bir şansı hak ediyor. İlla okunmalı mı? Size bırakıyorum. Kitapla ve sevgiyle kalın.

Rüzgarın GölgesiCarlos Ruiz Zafon · Altın Kitaplar · 20161,189 okunma

·

86 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gülbeşeker