SOLUK SOLUĞA
...Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı ama atıldı yine de yeni serüvenlere
Vakti olmadı acıların hesabını tutmaya durup beklemeye, geri dönmelere vakti olmadı
...Üşüten bir acıydı belki her ayrılık
her yolculuk yangınların başladığı yereydi
Ama vakti olmadı hesabını tutmaya aşkların, ayrılıkların ve anıların
...Biraz da serüvendi yaşamak
Belki yatkındı büyük yolculuklara ki
Serüvenler daima büyük aşklar ve büyük yolculuklarla başlar.!
...Aynı eşyayı kullanmak eskimektir
Biraz soluk soluğa yaşamalı insan
Her sabah yeni bir şeyler görebilmeli ve cehenneme dönse de
Bütün bir ömür mutlaka bir şeyler değişmeli her/gün
..Ve sinsi bir hastalığa dönmeden alışkanlıklar yok olup gider
Her şey, belki kül olur
Hırçın bir okyanustur yürek dar gelir
Ufuk ve mutluluklar çevreni anılarsa birer çıban izidir
Yaşanmaz onların ölgün gölgesinde
...Nasıl bağlanmadıysa yere ve zamana bağlanmadı
Kendine de ömür boyu
Dağlara tırmanan atlar gibi soluk soluğa yaşamak istedi dünyayı
Bir şahan gibi bulutlara kurdu dumanlı sevdaların yörük çadırını
Sıradan bir gezgin değildi hiç dövüşür gibi yaşadı yolculukları
Belki korkusuz sayılmazdı büsbütün korkardı korkulara düşmekten
Zaman zaman Ve bütün gemileri yakıp yollara düşerdi o hep aynı ıslıkla
mutlu muydu, hiç düşünmedi böyle şeyleri umutlardansa nefret etti daima Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı ama atıldı yine de yeni serüvenlere
Pervasız bir acemi, bir çılgın soyu tükenen bir bilgeydi belki
Ama bir şey vardı yine de başarısız ihtilallerden kendine kalan