Gönderi

520 syf.
10/10 puan verdi
·
29 günde okudu
Martin Eden'i bu kadar çok sevmemizin nedeni; adeta bir yeşilçam filmi izliyormuş gibi sayfaları çevirerek sahneleri izleyişimiz. Burası net. Fakir ama gururlu bir genç bir gün amacına ulaşır istediğini elde eder ama ne fayda hayatı anlamıştır artık, doyumsuz ve boş gelir her şey, bunalır. Mücadele içindeki perişan insan hali ve doyuma ulaşınca gelen doyma ve tembelleşme hali? İki uç noktaya ulaşan azimli bir gencin portresi çizilmiş önümüze. Jack London'ın alışageldiğimiz ana karakteri ön plana koyduğu ve kahramanlaşma sürecinde yaşadığı zorlukları ince eleştirilerle süslediği bir kitap Martin Eden. Kitapta herkes kendine pay çıkarabilir. Hayatın içerisinde bir amaç uğruna yaşarken türlü zorluklarla, mücadelelerle ve yenilgilerle karşılaşmışızdır zaman zaman. Belki en dip noktaya ulaştıktan sonra yukardan bir ışık en dipteyken yukarı çekmeye başlar yavaş yavaş. Yüzeyden tepeye yükseldikçe karşılaştırma ve anlamı gücü daha da belirginleşir. Yaşananları, insanları ve zihniyetleri daha doğrusu ufuk çizgisini iyi görürüz bu yükselişle. Belki yükselişin artık durmasını ister ve ani bir düşüş isteyebiliriz. Bu kitaba başlama niyetindeyseniz söyleyebileceğim şey lezzetli ve sürükleyici bir hikaye yolculuğuna başlayacak olduğunuzu bilmenizdir. Denizcilikten gelen bir genç Mart alt sınıfın temsilcisidir. Ruth ve ailesiyle tanışıyor bir gün. Kız, Mart'ı eğitir ve onu kitaplarla Edebiyatla tanıştırır, Mart ise çeşitli alanlardan edindiği kitaplarla öncelikle kendini hızlıca geliştirir ve iyileştirir. Bu sayede sevdiği kıza da açılır ve daha da yakınlaşır. Kahramanımızın hikayesi de böyle başlar işte... Martin Eden işçi - alt kesimi temsil eder, Ruth ve ailesi üst kesimi elit tabakayı temsil eder. Kitap burjuva eleştirisini de içerir. Yazar olma mücadelesi içinde geçim zorluklarıyla mücadele eder Mart, kitabımızda flahback gibi zaman zaman eskiye dönerek nasıl bir çocukluk geçirdiğini yani alt kesimin yaşadıklarını ayrıntılarıyla öğrenmemizi sağlar yazar. Mart yaşadıklarının etkisiyle ve hayatı sorgulamayla birlikte ilke edinir, hayat görüşü kazanır zamanla. Sevdiği kızın ''iyi bir işe gir memur ol'' sözlerini aldırış etmeden reddeder ve patrona çalışmayacağını, onların kölesini olmayacağını yazdığı metinlerle düşüncelerini satacağını söyler. Sosyalizmi destekler Mart. Kitapta dönemin Amerikan Edebiyatı eleştirisini de görmüş oluyoruz. Yazdığı yazıların dergiler tarafından uzun süre reddedilmesi ve edebiyat alanının o dönemki batalığını göstermiş olur. Tanınmamış biri olduğu için ne kadar iyi yazmış olursa olsun yazılar hep reddedilir. Ne var ki Mart bir eseriyle tanınmaya başlayınca - iyisiyle kötüsüyle - yazdığı tüm yazılar kapış kapış gitmeye başlar. Neden? Çünkü Mart artık adı duyulmuş, üne kavuşmuş bir yazar olduğu için. Mart bu durumu kabullenemez, nefret eder. İnsanların onun ünü ve şöhretinden nemalandığını yani aslında onu gerçekten sevmediğini söyler. Her seferinde ''İşi bitirmiştim'' der ve ekler; ben açken, gerçekten ihtiyacım varken nerdeydiniz, şimdi ünüm var beni çağırıyorsunuz, çünkü beni sevmiyor ünümden faydalanmak istiyorsunuz, der. Martin Eden kitabını İthaki Yayınevinden çıkma basımıyla okudum. Kimi yerlerinde yazım hataları vardı ama genel okuma keyfimi etkilediğini söyleyemem. Donald Pizer'ın son sözü kitabı güzel bir özetiydi. Genel olarak beğendiğim ve 10/10 verdiğim bir kitap Martin Eden. Başta da söylediğim gibi fakir ama gururlu bir genci gördüğüm için yeşilçam filmi gibi sayfaları birer birer geçtim. Ama bir yeşilçam filmine göre daha incelikle işlenmiş eleştirel yönü ve basit dramatik bir aşk hikayesi anlatmak yerine klasikleşmiş aşk çıkmazının önüne geçerek yazar olma mücadelesindeki bir gencin bir gün amacına ulaştığında neleri fark edip anlayacağını göstermesiyle bir yönüyle felsefik yanı olan ağır bir kitap Martin Eden. Ben çıkardığım sonucu biraz daha genişletmek istiyorum. Günümüze yani şuan yurdun gerçekliğiyle kıyasladığınızda kaç tane Martin Eden var bizde? Kaçımız mücadele içinde maddi imkansızlıklar içinde çabalayıp duruyoruz, fark edilmeye çalışıyoruz. Kaçımız bu uğurda zamanını ve emeğini feda edip hayatının baharında rahat rahat yaşayamadan zamanını geçiriyor. Hiç bu açıdan baktınız mı? Eğer baktıysanız kaç ışık parıl parıl parlayamadan bir şekilde sönüp gidiyor düşünün. İyi bir okulda okumak için sınavlara çalışan, yeteneği olup değerlendirilmeyen, iyi puanları olduğu halde bir şekilde kayrılan, okulu kazansa bile maddi durumu yetmeyen kaç Martin Eden var? İyi okumalar...
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202393,2bin okunma
·
108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.