Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Alıntıdır'
Clostridium Botulinum 4 hafta önce Sevgili mezun arkadaşlar, Güzel, keyifli ve kendinize olan güveni tazeleme fırsatı bulacağınız bir sürece başlıyorsunuz. Size mezuna kalıp nasıl başarılı olacağınızı, birkaç paragrafla aktarmaya çalışayım. Tecrübelerimden de bahsedeceğim, paragraf aralarında. Mezuna kalıp başarılı olmanın ilk şartı, kendinizi kandırmamaktır. Siz başarısız oldunuz, başarılı göreceli olsa da kendi istediğiniz hedef/amaç doğrultusunda istediğiniz başarıyı elde edemediniz. Öncelikle bunu kabul edin. Ve bunun için bir sebep/bahane aramayın. Aslında yapardım ama zor sordular, tam yapıyordum ama şöyle oldu... Sonuçta bu sınav size herkesin "aynı koşullarda, aynı imkanlarda, aynı duygu ve stres seviyesinde" gireceği bir sınav olduğu vaadini sunmuyor. Her türlü aksiliğe, sıkıntıya rağmen yapmanız gerekiyor bu yüzden. Kandırmak, sadece sınav başarısızlığından da ibaret değil. Masanıza bir kitap açarak, kapının önünden geçen babanızı kandırabilirsiniz. Nasıl gidiyor diyen annenize, güzel bir oyunculukla "harika ya" dersiniz ve inanır; olay da kapanır. Ya da siz, olayın kapandığını sanarsınız. Herkesi kandırabilirsiniz ama kendinizi kandıramazsınız. O vicdan azabı yer bitirir sizi. Çalışmam lazım dersiniz ama çalışamıyorum diyerek can sıkarsınız, can sıktığınız için çalışamazsınız. Bu döngüden bir şekilde çıkmanız gerekiyor :) Bunun da yolu, hatalarınızdan ders almaktır. Hadi o zaman, diğer maddeye geçelim. Mezuna kalıp başarılı olmanın ikinci şartı, hatalarınızdan ders almaktır. Bunu nasıl yapacağız peki, aslında ilk madde ile doğrudan bağlantılı. Neden yapamadım sorusuna daha dürüst cevaplar verin. Yıl içerisinde nelerle gereksiz yere uğraştınız, kim ya da ne sizi meşgul etti, acaba hangi dersten kaçtığınız için başarısız oldunuz, her öğrenci gibi "yanlışlarınızdan ders alın" lafını umursamayıp "evet bunu yanlış yapmışım ehehe" diyip geçtiniz mi denemedeki yanlış yaptığınız soruları, okuldaki hocanızın peşinde pervane olup hocam şu soruya bakar mısınız diye diye adamı rahatsız ettiniz mi etmediniz mi... Basit gözüken ve bu bana engel olmaz dediğiniz birçok şey, birike birike ordu haline gelecek; saydıkça bunu gözlemleyecek ve bunlara rağmen kazanmam imkansızmış zaten diyeceksiniz. Kurtulun yüklerinizden, küçük ya da büyük. Bu yüklerinizi sırtınızdan indirmeye özen göstererek tüm çalışmanızı değiştirebilirsiniz. Mezuna kalıp başarılı olmanın üçüncü şartı, kaçmamaktır. Hiç kimse başarılı olduğu dersten dolayı mezuna kalmaz, her zaman kaçtığı ya da halının altına süpürdüğü dersten dolayı mezuna kalır. Bunu yapmayın. Lisede fizik ve geometrisi parlak olmayan bir öğrenciydim. Her seferinde de kaçıyordum bunlardan. Çalışıyormuş gibi yapıyor, "olmuyor ya" diyordum. Halbuki başka kimse bilmese de ben biliyordum, hiçbir zaman gereken çabayı göstermedim. Mezun senemde, inatla üzerine gittim bu derslerin. Her hafta bir günümü geometri çözme günü olarak belirlemiştim, sabahtan akşama kadar uğraşıyordum soruları çözmekle. Çözümüne bakmıyordum, cevap anahtarına da. Bazen bir soru için birkaç saat uğraştığımı bilirim. Bu sayede sorulara nasıl yaklaşmam gerektiğini öğrendim, soruların çoğunun yapılabileceğini de... Zorlandığınız dersler için "yapılır ya, abartma" diyen birileri varsa etrafınızda; ona kızmadan önce haklı olup olmadığını bir düşünün. Ya gerçekten haklıysa? Ya gerçekten de bu bir eleme değil, sıralama sınavıysa ve senin başarısız olmanın sisteme hiçbir faydasının olmayacağı bir gerçekse... Ha, bu arada; sonuç ne oldu? İlk sınavımda eksilere düşmek üzereyken, mezun senemde hem Fiziği hem de Geometriyi fulledim. Kaçmayın, hepiniz istediğiniz şeyi birazcık çabayla başarabilecek pırıl pırıl gençlersiniz. Mezuna kalıp başarılı olmanın dördüncü şartı, inanmaktır. Aileniz birazcık rahat etsin diye "yaparım kesin" diyerek kendinizi kandırmanızdan bahsetmiyorum. İnanmak, ne olursa olsun yaparım ya demek. Bunu asla kendime diyemiyorum diyen arkadaşlar, inanmanın tek şartı çalışmaktır. Size verilen 24 saati hakkıyla geçirip, kafanızı yastığa huzurla koyduğunuz birkaç günün ardından minik bir umut yeşerecek içinizde. Onu besleyin, sulayın. Daha çok çalışın, eksiklerimin farkındayım deyin, kendimi artık kandırmıyorum deyin, hatalarımdan ders aldım ve şu an çok daha iyiyim deyin. Bunu kendinize defalarca söyleyin, sadece içinizden değil dışınızdan da. Kulağınız duysun ki, tesiri artsın sözün. Siz, başarılı olmak için 1 yılınızı fedakar edebilecek kadar yürekli/inançlı/güçlü insanlarsınız. Bu bir yıl, okul dertleriyle uğraşmayacağınız - sadece ve sadece sizin programınız ve çalışma disiplininizle geçecek çok keyifli bir yıl olacak. Bu yıl, çok büyük bir fırsat. Kendinizi artık kandırmıyor, hatalarınızdan ders alıyor, zorlandığınız şeylerden kaçmıyorsunuz, neden olmasın ki? Mezuna kalıp başarılı olmanın beşinci şartı, takmamaktır. En büyük hatamız... Her şeye takılıyoruz. Okuldaki hocalarımızın kalitesine takılıyoruz, sınavların zorluğuna takılıyoruz, dışarıdan gelen gürültüye takılıyoruz, say say bitmez. Ne manası var peki bunun? Her şeye rağmen yapmakla sorumluyuz biz, tüm aksiliklere rağmen. Hem bir şeylere taktıkça ve bunları dile getirdikçe dertleriniz de büyüyor. Aynı ortamda iki kişi, sınava giriyor. Dışarıdan aynı gürültü geliyor ikisi için de ama biri o kadar rahatsız oluyor ki, kalem oynatamıyor. Diğer kişi, güzel güzel çözüyor sorularını. Ben o, kalem oynatamayan çocuktum :) Gürültüden fazlasıyla rahatsız olurdum, okuldaki düzensizlikten rahatsız olurdum, hocaların anlatamamasından rahatsız olurdum, her şeyden rahatsız olurdum. Tavşan dağa küsmüş misali, ben mezuna kaldım ve kimse benim için gürültüsünü azaltmadı, okulun düzeni değişmedi, hocalar kaliteli hale gelmedi. Olan benim bir yılıma oldu. Bir sonraki yıl, ben elimden gelen her şeyi yaptıktan sonra dış faktörlerden dolayı olmazsa da olmaz ya noktasına getirmeyi başardım kendimi ve sınav anında dışarıdan gelen tartışma seslerini, sürekli geçen kamyonları duymadım bile... Duymadın, nereden biliyorsun diyenler için; çıktığımda ailemin suratındaki endişeyi gördüm; çok gürültü vardı etkiledin mi diye sordular. O zaman öğrendim ben gürültü olduğunu. Elinden geleni yapan, sınava hazır giren, kendine fazlasıyla inanan biri, dışarıdaki gürültüyü duymaz arkadaş. Bunu bilir, bunu söylerim. Aslında sayılacak çok şey var ama sizi sıkmayayım, olayın özünde kalayım istedim :) Aileniz size güveniyor mu, bilmiyorum. Hocalarınız size güveniyor mu, onu da bilmiyorum. Siz kendinize güveniyor musunuz, onu hiç bilmiyorum. Ama ben size güveniyorum, buradaki "siz" bu yorumu okuyacak herkes değil. Yazdığım şeylerden kendine dersler çıkaran, evet ya bundan sonra bunlara dikkat edeyim diyen, elenmiş birçok arkadaşına rağmen bu satırlara kadar okuyan kişilere "siz" diyorum :) Yaparsınız, güvenin kendinize. Hem eşit ağırlıkta, hem de sayısalda ciddi bir derece yapıp güzel bir Tıp fakültesinde okuyan bir abiniz olarak söylüyorum bunu. Kalın sağlıcakla.
·
165 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.