Kitabın ismi dikkatimi çekiyordu ve merakta ediyordum. İçeriği hakkında bir bilgim yoktu. Araştırmadım özellikle. Aldım ve uzun zamandır ertelememe rağmen sonunda bitirebildim. Dikkat Spoiler Çıkabilir! Kitabın geçtiği ortam, genel olarak gündüzleri normal sakin geceleri ise suç ve kaos ortamı olan bir şehrin sokakları diyebilirim. Ve bu sokakların içerisinde kendince bir çete kurup o çetenin liderliğini yapan baş karakterimiz Alex var. Asla bu baş karaktere doğru düzgün ısınamadım ve kitabın sonunda da empati yapamadım. Çünkü kitabın ilk bölümünde Alex'in yaptığı suçlar insanın midesini bulandıracak türdendi. Kendini seven anne babası, güzelce yaşayabileceği bir evi varken neden bu kadar kötülüğe meyilli olduğu kafamda bir sürü soru işareti oluşturdu. Çünkü böyle insanlar yaşadığımız ülkemizde, şehrimizde, mahallemizde yani kısacası her yerde olabilir. Eğer olmasaydı hapishaneler bomboş olurdu zaten. Kitabın ikinci bölümü Alex' in bir suç işlerken arkadaşlarının da ihanetiyle polislere yakalandıktan sonrasını yani hapishane hayatını anlatıyor. Okurken az çok tahmin ediyordum ve istiyordum "Lütfen yakalansın artık. Hapishaneye girişini görmek istiyorum." modundaydım. Tabi ihanete uğrayıpta cinayet işleyerek hapishaneye girmesi biraz beklenmedik oldu. Hapishane hayatında yine bir cinayete karıştıktan sonra hükümetin de desteğiyle kötü insanların bu kötülüklerden arındırılabileceği vaadini veren deneye katıldı. Deney 15 gün içerisinde bittiğindeyse hapishaneden çıkıp eve gidebilecekti. Deney sonucunda gerçekten de kötülük yapamayacak bir insana dönüşüyor. Ama bu durum içinden gelerek yaptığı bir olay değil. Yine kafamda soru işaretleri oluşuyor burada. Bir insan zorla iyi oluyorsa gerçekten bu iyi bir şey mi? Kendi iradesiyle özgürce iyiliği seçmedi çünkü. Orada da biraz bocaladım ama bir şekilde kitabın üçüncü bölümüne geçebildim. Üçüncü bölümde Alex'in hapishaneden çıktıktan sonra yaşadığı olaylar anlatılıyor. Daha önce işlediği suçlar deneye katılıp aklanmış olsa bile onu rahat bırakacak tarzda suçlar değil. Ve bir şekilde o suçlarla yüzleşmek zorunda kalıyor. Topluma geri kazandırılması anlayacağınız zor. Üstelik siyasetçilerin politikacıların oyuncağı da oluyor hükümet ve muhalefet arasında. En sonunda kitabı bitirdiğimde ne düşüneceğimi bilemedim. Kitabın sonunda dünyanın dönüp duran çürüyen bir portakala benzetilmesi kitabın isminin anlamını daha çok anlamama sebep oldu. Genel olarak kitabın dilinin ise argolu olması biraz rahatsız etse de kitabın akıcı olduğu bir gerçek. Bazı konularda beni düşündürmeye itmesi de hoşuma gitti. Bir iki günde okunabilecek bir kitap. Bütün okurlara iyi okumalar (ꈍᴗꈍ)

Otomatik PortakalAnthony Burgess · İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,5bin okunma

·

438 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Dizzy