Gönderi

148 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
“Ne kadar tanıdık gelirse gelsin her hikaye yabancıdır dinleyicisine.“ Size bugün çok tanıdık bir hikaye anlatmak istiyorum. Yani aslında hikayeyi Alparslan Bozkurt anlatmış da ben de sizi onun hikayesine davet edeceğim. Tanıdık geleceğine eminim size de çünkü anlattığı hikayenin konuşulmadığı bir ortam, bir masa, bir dost sohbeti, bir bekleme salonu, bir altın günü, bir kahve, bir…, bir… yok. Anladınız işte hepimizin konuştuğu, üstüne pekçok senaryo ürettiği, büyük büyük laflar ettiği, ahkamlar kestiği hatta ben olsamlarla başlayan pek çok cümle kurduğu bir meseleyi temel almış alparslan bozkurt ve onun üzerine inşa etmiş hikayesini. Yeterince merak ettiğinize göre anlatmaya başlayabilirim artık sanırım. Büyük bir şehre yapılması planlanan bir kanal var. Herkes olası kötü sonuçlarını tartışa dursun kanalın yapımına başlanıyor. Üstüne bir de çok büyük bir deprem olunca Allaaaah hadi ayıkla pirincin taşını. Komplo teorisi gibi anlatılan her şey teker teker olmaya başlıyor. Kuraklık, açlık, yokluk, sonra aşırı yağmurlar ve sel. İnsanlık çığırından çıkıyor bu kötü ortamda. Üstelik daha iyi günler bunlar, kötüleri şiddetini artırarak gelmekte. İşte hal böyleyken kahramanımız, ki sizi onunla tanıştırmayı çok istesem de yapamam çünkü o da kendini tanımıyor, bu ortamda hayatta kalabilmek adına bireysel bir mücadeleye girişiyor. Keşke mücadelesi sadece mevcut şartlar ve gelecek olsa. Kahramanımızın geçmişle de mücadelesi büyük. Daha doğrusu geçmişini hatırlamakla ilgili büyük bir sorunu var. Öyle ki dün bile geçmiş oluyor onun için. Dünü bile hatırlamıyor. Hikayede mekan ve durum anlatımları yerli yerinde ve doyurucuydu yalnız beni en çok resmedilen ortama yalnız bir insanın gözünden bakıp, psikolojik detaylara dolu dolu yer verilmiş olması mutlu etti. Yalnızlık, çaresizlik, içine kapanma, boğuluyor gibi hissetme ve fakat tüm bunlara rağmen kendine bir hikaye yazma dürtüsü. Distopya, insan oğlunu sarsıp kendine getirmek için mi yazılmış, yazarımız böyle bir misyon belirlemiş midir kendine bilemem ancak ben okurken fena sarsıldım bunu söylemeliyim. Bir sürü kötü şey anlattım, tekinsiz bir ortam sundum size ama pek çok şeyi kendime sakladım. Kendiniz okuyun görün bakalım kötülüğün bir sınırı olabilir mi? Böyle bir ortamda kendinizi hayal ederek okuyacağınız, kahramanımızla birlikte kimlik arayışı içine gireceğiniz, üstelik bir de bolca merak ederek okuyacağınız şahane bir kitap önerisi bu. Mutlaka okuyun. Sağlıkla ve kitapla kalın.
Distopya
DistopyaAlparslan Bozkurt · Fihrist Kitap · 202117 okunma
·
319 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.